Tarihi İpek yolu üzerinde kurulan ve 3 bin yıllık geçmişe sahip kent, yıllara meydana okuyor.
1365 yılında Emir Timur'un kurduğu imparatorluğun başkenti olarak en iyi dönemini yaşayan Semerkant, 2001 yılından bu yana UNESCO dünya kültür mirası listesinde yer alıyor.
Doğu'nun mavi incisi. Orta Asya'nın en eski şehirlerinden biri...
Tarih boyunca büyük yıkımlara ve trajedilere sahne olsa da küllerinden yeniden doğdu Semerkant...
Arkasına tarihi Registan meydanını alan kent, adeta yıllara meydana okuyor.
Emir Timur 35 yıllık saltanatı boyunca çıktığı 15 seferden dönüşte ele geçirdiği şehirlerin ünlü mimarlarını toplayıp Semerkant'a getirmiş.Ve kenti baştan aşağı mimari eserlerle süslemiş.
Meydandaki medrese, cami ve türbeler bugün hala aynı ihtişamıyla ayakta duruyor.
Uluğbey Medresesi, Bibi Hatun Camii, Timur'un mezarı bunlardan sadece bir kaçı...
14'üncü yüzyılda Timur imparatorluğunun başkenti olan Semerkant'ta zaman adeta durmuş gibi.
Semerkant Timur'un torunu Uluğbey zamanında çağının en önemli bilim ve kültür merkezi haline geldi.
Semerkant çok özel fırınları ve ekmekleriyle meşhur. Yüz yıllardır aynı şekilde yapılıyor, tatları ilk yapıldığı günkü lezzetinde. Kadınlar yaptıkları ekmekleri pazarda satıyor. Renkli ve baskılı ekmekler düğünlerde ve özel günlerde tüketiliyor. Bozulmadan bir ay hatta daha uzun süre saklanabiliyor.
Astronomiye merakıyla bilinen Uluğbey, dünyanın güneş etrafında döndüğünü Kopernik'ten 60, Galileo'dan 200 yıl önce bulmuştu.İpek yolu üzerinde kurulan Semerkant, tarihi özelliklerinin yanı sıra tam bir ticaret şehri.
Timur'un Mezarı-Semerkant
Uluğbey Medresesi
Bibi Hatun Camii
Anahtar Kelimeler: Semerkant, İpekyolu, Özbekistan, Registan meydanı,