Görkemli Medreseleri, surları ve Türbeleriyle bir ortaçağ kenti. Tarihi İpek Yolu’nun tüm yollarının birleştiği kadim şehir. Yıllarca görkemli medeniyetlere beşiklik etmiş Han’lar kenti. TRT’nin tarih yolculuğundaki durağı Özbekistan’ın Harezm Vilayetinde ki Hiva şehri.

Hiva… Karakurum çölünün ortasında yüzyıllar öncesinden kalan antik şehir. Özbekistan’da Aral Gölü’nün güneyindeki Harzem Bölgesi’ndetarihi İpek Yolu’nun tüm yollarının birleştiği bir kavşak Hiva…

Görkemli şehrin etrafı 10 kilometre uzunluğunda yer yer 6 metre yüksekliğinde surlarla çevrili.

Ata Kapı, Taş Kapı, Bahçe Kapı ve Buhara Kapılarından giriliyor Hiva’ya.

Ata Kapsından şehre girdiğinizde zaman adeta duruyor. Tam bir ortaçağ şehrine gelmiş gibi oluyorsunuz. Sizi girişte 215 ahşap sütunu,seramiklerle süslenmiş 52 metrelik minaresi ile tarihi Cuma Camisi karşılıyor. Köhne ark; öteki adıyla Köhne Saray. Hiva’nın en eski yerleşim yeri. Panoramik görüntüye sahip sarayın terasından Kadim şehir Hiva’yı izliyorsunuz.

Han’lar kenti Hiva… Kente önemli eserler kazandıran Muhammed Emin Han. Tam bir medrese kenti Hiva. Şehrin her tarafı medreselerle dolu. Kubbesi 70 metre olarak düşünülen ancak dönemin Buhara Emiri, Buhara’nın ünlü Kolon Minaresinden yüksek olmamasını rica ettiği için 29 metrede kalınan ve kendi adını alan Muhammed Emin Medresesi ile Kelta minaresi.

Medresenin duvarlarında ilk göze çarpan badem ve güvercin kanadı motifleri.

Adeta zaman tüneline girdiğiniz hissini uyandıran Hiva...

Kentin en önemli gelir kaynağı Turizm. Kadim medeniyetlere ev sahipliği yapan Hiva’ya yılın her ayında gitmek mümkün.