14 Aralık 2023 17:13
Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü İhtisas Kütüphanesi'ndeki sempozyumda "Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi" başlıklı oturum yapıldı.
Başkanlığını Prof. Dr. Deniz Melanlıoğlu'nun yaptığı oturumda konuşan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Başar, Doç. Dr. Önder Çangal ile hazırladıkları "Yurt Dışındaki Türkoloji Bölümü Mezunlarının Türk Kültürüne Yönelik Farkındalıklarının Belirlenmesi" başlıklı sunum gerçekleştirdi. Sempozyumun hayırlara vesile olmasını temenni ettiklerini dile getiren Başar, çalışma grubu olarak Belgrad Üniversitesi Türkoloji bölümü mezunlarını seçtiklerini belirtti. Başar, şunları kaydetti:
"Çalışmamızın amacı Belgrad Üniversitesi Türkoloji mezunlarının Türk kültürüne ilişkin farkındalıklarını belirlemek. Buna ilişkin alt sorularımız ve bu sorulara ilişkin cevaplarımız mevcut. Araştırma grubumuz yurt dışındaki pek çok Türkoloji bölümünde olduğu gibi ağırlıklı olarak kadınlardan oluşuyor. Arkadaşlarımız bunu daha önce gözlemlemişti. Bu çalışmada katılımcıların 50 kişiden 46 kişisini kadınlar oluşturuyor. Bulgulara baktığımızda ilk olarak kendilerinin Türk edebiyatı, Türk kültürü ve Türk tarihi dersleri olup olmadığını sorduk. Ve Türk edebiyatı dersleri doğal olarak Türkoloji bölümünde var. Türk kültürü dersleri de bunun parçası. Türk tarihine ilişkin derslerde yine az olmakla beraber bulunduğunu söylediler."
"Balkanlar'da öğrenciler dizi ve internetten Türk kültürünü öğreniyor"
Araştırmada edindikleri bulgular arasında önemli tabloya değinen Doç. Dr. Başar, şunları söyledi:
"Öğrencilere Türkçe öğrenme kaynaklarını sorduk. Siz nereden Türkçe öğreniyorsunuz? Türkoloji bölümü mezunu olmalarına rağmen, bölüm dışındaki Türkçe kursları, Türk dizi filmleri, internet yoğunluk açısından çok önemli. Ve üniversitedeki öğrenme dördüncü sırada çıkıyor. Dolayısıyla Türk dizi filmleri ve internetten öğrenmiş olmak aslında Türk kültürüne yönelik farkındalık yani Türk kültürlerine ilişkin neler bildiğini de doğal olarak belirliyor. Yani kaynak neresiyse büyük oranda bilgiyi de oradan ediniyor. Öğrencilere sorumuz, Türk kültürünü tanımaya ilişkin oldu ve öğrencilerimiz, daha doğrusu mezunlarımız öğretmenler, dizi filmler ve internet olmak üzere 3 kaynaktan Türk kültürünü tanıdıklarını beyan ettiler. Dizi filmleri üst üste koyduğunuzda sayısal olarak öğretmenin üzerine geçiyor. Tabi ki öğretmen kültürün öğrencinin karşı karşıya geldiği birinci nokta olmakla beraber bu bulgudan da dizi film ve internetin Türk kültürünü edinmede ne kadar belirleyici olduğunu teyit etmiş oluyor."
Oturumda, Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emrah Boylu da Öğretim Görevlisi Pınar Işık'la birlikte hazırladıkları "Çinli Öğrencilerde Türkiye'nin Somut Kültürel Mirası Farkındalığı Üzerine Bir Değerlendirme" başlıklı sunumu gerçekleşti.
Oturumda ayrıca, "Türkçe Öğrenenleri Kültürel Dinamikler İçinde Motive Edebilmek" ve "Yabancılara Türkçe Öğretimi B2 ve C1 Seviye Ders Kitaplarının Söz Varlığı ve Kültür Aktarımı Bağlamında İncelenmesi" başlıklı konular da ele alındı.
"Türkçe yaşamın her alanında kendine yer bulmuştur"
Balkanlar'da Türkçenin Eğitimi ve Öğretimi Çalışmaları başlıklı oturumda konuşan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Emre Çelik ise Bosna Hersek'te yayımlanan Preporod gazetesinde "Türkizmler" konulu sunumu yaptı.
Türkçenin, Bosna Hersek'te 20. yüzyılın başına kadar önemli bir iletişim aracı olduğunu dile getiren Çelik, "Türkçe yaşamın her alanında kendine yer bulmuştur. Osmanlıların bölgeye gelişi Bosna-Hersek ve komşu ülkelerin dili üzerinde büyük izler bırakmıştır. Dildeki bu gelişmeler sayesinde bugün birçok kültür mirası içerisinde binlerce Türkçe kelime bulunmaktadır." diye konuştu.
Çelik, Osmanlıların bölgede uzun zaman kalmasıyla askeri, hukuk, şehircilik, giyim eşyaları, dini kavramları, mutfak eşyaları, yemek isimleri, ziraat, bitki ve hayvan isimleri, sanat ve müzik, aile, şehir hayatı, ticaret gibi birçok alanda kelime ve terimlerin bölge dillerine geçtiğini anlattı. Türkizm olarak adlandırılan bu sözcüklerin günümüzde Boşnak halk edebiyatı ürünleri olan türkü, destan, masal, fıkralarda da kendini göstermekte olduğuna dikkati çeken Çelik, şunları söyledi:
"Türkizmler halk dilinin bir parçası olduğu kadar yazı dilini de etkilemiştir. Günümüzde binlerce Türkçe sözcük Bosna Hersek'te hem konuşma hem de yazı dilinde varlığını sürdürmektedir. Bu durum, iki toplum arasındaki kültürel bağların ne denli kuvvetli olduğunu gösterdiği gibi bu kültürel etkileşimin gelecekte de devam edeceğine işaret olarak yorumlanabilir."
"Türkçe-Sırpça Sözlük yazdım"
"Balkanlarda Türkoloji Çalışmaları" başlıklı oturumun başkanı Türkolog Prof. Dr. Marija Dindic ise Türkçe ve Sırpça ilişkileri hakkında bilgi verdi. Dindic, Türkiye ve Sırpçadaki eş değer atasözlerini anlattığını belirterek, şunları kaydetti:
"Ailemden Türk kültürüne ilgim geliyor. Rahmetli babam da Türkolog idi, herhalde oradan kaynaklanıyor. Belgrad'da fakültede Türk dili ve edebiyatından mezun oldum. Orada Türkçe öğrendim. 10 sene önce Türkçe-Sırpça Sözlük yazdım. Büyük bir sözlük. 51 bin kelime içeriyor. Şimdi Sırpça-Türkçe sözlük yok. Bunun da yazılması gerekiyor. Genel olarak Balkan kültürü var. Bizim ortak kültürümüz var Balkanlar'da. Üniversitelerde Türkçe öğretimi var ama çok turist geliyor. Son zamanlarda Türk dizileri çok popüler. Bu şekilde Türkçe öğreniyorlar."
Sempozyumda "Balkan Edebiyatlarında Türk Kültürünün İzleri", "Balkanlarda Türkoloji Çalışmaları", "Balkanlarda Türkçenin Eğitimi ve Öğretimi Çalışmaları", "Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi", "Balkanlarda Türk Kültürünün İzleri" başlıklı oturumlar da yapıldı.
Sempozyumda yarın kültür gezisi ile kapanış programını gerçekleştirilecek.