20 Ocak 2021 12:33
Azerbaycanlılar, her yıl 20 Ocak'ta şehitlerini anmak için Şehitler Hiyabanı'na akın ediyor. Azerbaycan halkı, Sovyetler Birliği'nin çöküşü ve bağımsızlığın kazanılmasında önemli bir dönüm noktası kabul edilen "Kanlı Ocak" olaylarını aynı zamanda tarihlerinin şanlı bir sayfası olarak görüyor.
1990 yılının başlarında Ermenilerin artan toprak taleplerine ve Sovyet yönetimine tepki göstermek için protesto gösterileri düzenleyen Azerbaycanlıları dağıtmak için Bakü'ye gelen Sovyet ordusu, 20 Ocak'ta aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 147 sivili katletmiş, yüzlerce kişiyi yaralamıştı.
Sovyetlerin dağılma ve Azerbaycan'ın bağımsızlık sürecinde, 1988-1992 yıllarında yaşanan siyasi gelişmeleri günlük şeklinde not tutan daha sonra ise kitap haline getiren Prof. Dr. Adalet Tahirzade, 20 Ocak'ta tanık olduğu anları, AA muhabirine anlattı.
Tahirzade, o dönemde bir gazetede çalıştığını, 1990 yılında, 19 Ocak günü gazeteci arkadaşlarıyla Bakü'de göstericilerin kurduğu barikatları gezdiğini söyledi.
Bakü'nün Bileceri kasabasında kurulan barikatları ziyaret ettiklerinde Sovyet askerlerinin halka saldırmasına şahit olduklarını anlatan Tahirzade, "Kol kola girerek askerleri önlemeye çalıştık. Önce bir zırhlı araç geldi projektörünü insanların üzerine tuttu. Hemen arkasında kauçuk coplu askerler belirdi ve insanları darbederek dağıtmaya çalıştılar. Vahşice vuruyorlardı sivillere. Ben de sağ omuzumdan aldığım darbe ile asfalta çarptım. Halkın arasına göz yaşartıcı gaz bombası da attılar. Ben kendimi yolun kenarına atarak biraz uzaklaştım. Fakat arkadaşlarımla birbirimizi kaybettik." dedi.
Tahirzade, arkadaşlarını bulmak için tekrar o alana döndüğünü kaydederek, "Bu kez tanklarla karşılaştım. Halkı dağıtamadıklarını gördükleri için tankları insanların üzerine sürmeye başladılar. Bir taraftan da insanları doğrudan hedef alarak ateş açmaya başladılar. Gözümün önünde birisi yere serildi. Hemen birkaç kişiyle onu yakındaki araçlardan birine bindirip hastaneye gönderdik. Askerler ateşi devam ettirdi ve etrafımızda çok kişi isabet aldı. Ben şans eseri kurtuldum. Kurşun yarası alanların çoğunun öldüğünü veya yaralandığını bilmiyorduk. Zaten bunu belirlemek için vakit de yoktu. Onları arabalara koyarak hastanelere gönderiyorduk." diye konuştu.
- "Halk, silahsız şekilde tankların önüne çıktı"
Askerlerin önünü kesen vatandaşlarda hiçbir silah bulunmadığını hatırlatan Tahirzade, "Halk, silahsız şekilde tankların önüne çıktı. Neredeyse tanklara saldırarak onları dişleri ve tırnaklarıyla ezmek istiyordu. Aslında birçok kişi böyle yaptı ve tankların altında ezildiler. Bazı cesetleri alamadık. Onları askerler kendi kamyonlarına doldurup götürdü." ifadesini kullandı.
Tahirzade, "Silahsız insanları tanklarla ezmek hiçbir insan ahlakına, düşüncesine, davranışına uymayan bir harekettir. 70 yıl vatandaşı olduğumuz ülkenin askerleri bize bunu yaptı. İnsanlarımız tankların önünde cesaretle durdu. Onları kimse buna zorlamamıştı, hiçbir ödül de beklemiyorlardı. Şehitlerimiz bağımsızlık için ölümün üzerine yürüdü. Çünkü düşmanın 70 yıldır onların kanını emdiğini, malını yağmaladığını ve kendilerini köle olarak gördüğünü artık biliyorlardı." dedi.
- Şehitlerin cenazesi yüz binlerin katılımıyla defnedildi
Çok sayıda insanın yaşamını yitirmesine ve Sovyet ordusunun şehirde sokağa çıkma yasağı ilan etmesine rağmen 20 ve 21 Ocak'ta binlerce insanın yine mitinglere katıldığını vurgulayan Tahirzade, "Şehitleri 22 Ocak'ta yüz binlerce insanın katılımıyla defnettik. O günlerde Azerbaycan halkının sergilediği birlik tüm eski Sovyet ülkeleri için örnek oldu. Bağımsızlığımızı şehitlerin kanı pahasına elde ettik. Azerbaycan halkı aynı birlik ve beraberliği 2020'deki Dağlık Karabağ savaşında da sergiledi." değerlendirmesinde bulundu.