13 Şubat 2021 12:33
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sık sık seslendirdiği "Bir ananın iki oğlu/ Bir amacın iki kolu/ O da ulu, bu da ulu/ Azerbaycan Türkiye" dizelerinin sahibi Vahapzade, sadece Azerbaycan'da değil, başta Türkiye olmak üzere tüm Türk dünyasında seviliyor ve saygıyla hatırlanıyor.
Bağımsızlık ve istiklal düşüncelerinin gerçek anlamda yasak olduğu Sovyetler döneminde eserlerinde bu kavramları öven, 1980'li yıllarda ise bağımsızlık mücadelesinin ön saflarında yer alan Vahapzade, eserlerinde halkın duygularına tercüman olarak ülkesinin özgürlük simgelerinden biri oldu.
Usta şair, 16 Ağustos 1925'te Azerbaycan'ın Şeki kentinde dünyaya geldi. 9 yaşında ailesiyle Bakü'ye taşınan Vahapzade, ilk ve orta öğrenimini bu şehirde tamamladı.
Üniversite eğitimine 1942'de tıp fakültesinde başlayan Vahapzade, bir süre sonra buradan ayrılarak yüksek tahsilini 1947'de Bakü Devlet Üniversitesi Filoloji Fakültesi'nde tamamladı ve aynı bölümde öğretim üyeliği yaptı.
Vahapzade, 1951'de doktor, 1964'te doçent, 1965'te de profesör unvanını aldı. 1964'te tamamladığı "Samed Vurgun'un Yaratıcılık Yolu" isimli monografisiyle filoloji doktoru unvanını alan, 1980'de Azerbaycan İlimler Akademisi üyeliğine seçilen Bahtiyar Vahapzade, 1990'da emekli olana kadar üniversitede ders verdi.
Azerbaycan'ın özgürlük mücadelesindeki hizmetlerinden dolayı istiklal nişanıyla ödüllendirildi
Akademik hayatı dışında siyasi hayatta da faaliyette bulunan Vahapzade, Sovyet döneminde 1980-1990 yılları arasında Azerbaycan Parlamentosu'nda iki dönem milletvekilliği yaptı.
Usta şair, 1980'li yılların sonlarında Azerbaycan'da bağımsızlık mücadelesi alevlendiğinde ön saflarda yer alırken, eserlerinde ve yüz binlerce insanın katıldığı mitinglerde yaptığı konuşmada, insanları Sovyetler Birliği'ne karşı durmaya ve mücadeleye çağırdı.
Azerbaycan bağımsızlığını kazandıktan sonra çalışmalarıyla hizmetini sürdürmeye devam eden Vahapzade, eserlerinde Azerbaycan Türkçesini en temiz şekilde kullanmaya özen gösterdi ve halkının duygularına tercüman oldu.
Vahapzade, 1995'te Azerbaycan'ın özgürlük mücadelesindeki hizmetlerinden dolayı istiklal nişanıyla ödüllendirildi. Küçük yaştan itibaren şiire ilgi duyan Vahapzade'nin Azerbaycan Yazarlar Birliğinin başkanı Samed Vurgun sayesinde hayatının yönü değişerek, 1945'te Azerbaycan Yazarlar Birliğine kabul edildi.
İlk şiir kitabı "Menim Dostlarım"ın (1949) ardından, "Bahar" (1950) ve "Dostluk Nağmesi"ni (1953) kaleme alan şair, bu eserleriyle daha çok belli bir konuya, bazen de hikayeye dayanan lirik, çoğu zaman lirik-epik anlatımıyla kendini gösterdi.
Bahtiyar Vahapzade'ye halk arasında büyük şöhret kazandıran, geleneksel tahkiye tarzında sade bir dille kaleme aldığı, vatan ve millet sevgisi aşılayan, düşünce bakımından yoğun büyük hacimli manzumeler oldu.
Vahapzade'ye 1958'de yazdığı, ancak siyasi baskı yüzünden mahalli bir yayın organında yayımlatabildiği "Gülüstan Poeması" büyük ün sağladı. Azerbaycan Türklerinin kötü talihini, Azerbaycan'ın bütünlüğünü, hürriyet ve bağımsızlık özlemini cesaretle dile getirdiği bu manzume ülkede büyük yankılar uyandırdı.
Şiirlerinde ve diğer eserlerinde İslamiyet'i ve Türklüğü tarihi derinliği ve beşeri değerleriyle ele alan usta edebiyatçı, aynı zamanda Türkiye-Azerbaycan kardeşliğini pekiştiren eserler de yazdı.
Eserleri sekizden fazla dile çevrilen Vahapzade, 70'i aşkın şiir kitabı, 11 ilmi eser, 2 monografi, piyesler ve yüzlerce makale yayımladı.
Şiirlerinde vatan sevgisi, ana dil, özgürlük, millet, aile ve hasret temaları ön planda olan Vahapzade'nin 15'in üzerinde eseri Türkiye'de de basıldı.
Bahtiyar Vahapzade, 13 Şubat 2009'da Bakü'de vefat etti. Cenazesi, ülkenin önemli şair, edebiyatçı, bilim ve siyaset insanlarının mezarlarının bulunduğu Fahri Hıyaban'da toprağa verildi.
Sanatçının şiirleri
"İnsan ve Zaman" (1964), "Bir Ürekde Dört Fasıl" (1966), "Kökler... Budaklar" (1968), "Deniz", "Sahil" (1969), "Bir Baharın Karanguşu" (1971), "Tan Yeri" (1973), "Seçilmiş Eserleri" (I-II, 1974-75), "Açık Sohbet" (1977), "Açılan Seherlere Selam" (1979), "Payız Düşünceleri" (1981), "Özümle Sohbet" (1985), "Ahı", "Dünya Fırlanır" (1987), "Lirika" (1990), "Nağıl-Heyat" (1991).