05 Kasım 2021 11:20
Azerbaycan ordusu, yaklaşık 30 senedir Ermenistan işgali altında olan bölgelerin kurtarılması için askeri operasyona başlamış, bu haber Azerbaycan kadar Türkiye’de de büyük heyecana neden olmuştu.
Geçtiğimiz günlerde Vatan Muhaberesi’nin yıl dönümü vesilesiyle ülkenin en önemli medya kuruluşlarından biri olan ICTİMAİ TV’de “Sənədli film: Görünməyən qəhrəmanlar - Hərbi Hava Qüvvələri” belgeseli yayınlandı.
Savaşın evrelerine dair ilginç ve çoğu ilk kez yayınlanan bilgilerin yer aldığı programda en çok dikkat çeken konulardan biri Türkiye oldu. Her ne kadar kamuoyunda Türk SİHA’ları öne çıksa da iki kritik husus daha belgeselle biraz daha öne çıktı. Azerbaycan’ın savaş sırasında komuta ve kontrol yapısında hem büyük oranda TSK’dan esinlenildiği hem de Türk Savunma Sanayi endüstrisinin sunduğu imkanlardan faydalanıldığını belgeselde geniş yer buldu.
Komuta ve kontrol yapısında TSK izleri
Hem Ankara hem Bakü için bu savaşın ne ifade ettiğini biliyor, Türk SİHA’larının sahada ‘oyun değiştirici’ rolünü izliyorduk ama geri plandaki yapıyı belki de yeterince iyi bilmiyorduk. Perdeyi biraz daha aralamak için Savunma Sanayii Araştırmacısı Fatih Mehmet Küçük ile bir araya geldik.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 1990’lardan bugüne Azerbaycan Ordusuna mensup personellerin eğitim ve ortak tatbikatlar konusunda adımlar attığını hatırlatıyor Küçük. Bu faaliyetler Azerbaycan’ın harekat ortamlarına yönelik komuta kontrol ve koordinasyon faaliyetleri için de çok önemli deneyimler içeriyor.
“Keza Vatan Muharebesi’nin icrası ve bunun ICTİMAİ TV’de yayımlanan belgeselde bu izleri görüyoruz” bilgisini paylaşan Küçük, benzer şekilde Türk savunma sanayii endüstrisinin sunduğu imkanların da belgesel vesilesiyle ekrana getirildiğinin altını çiziyor.
Çok sayıda hava unsuru tek elden yönetildi
Burada bir detay veriyor Küçük ve Azerbaycan Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Ramiz Tahirov’un belgeselde üzerinde durduğu ‘Azerbaycan'ın 21. yüzyıl muharebesine vakıf olarak bu kadar çok sayıda hava vasıtasının tek elden yönetilebilmesi’ konusuna işaret ediyor.
Fatih Mehmet Küçük’ten: “Sürekli gelişen ve altındaki imkanların genişlediği ağ merkezli harp kavramı etrafında hava kuvvetlerinin tek elden yönetilebilmesi Azerbaycan için çok büyük bir kazanım. Bu noktada devreye Türkiye giriyor.'' dedi.
Azerbaycan Radyolink Haberleşme Sistemi (AZRA) ve AZRA-2 projesi kapsamında ülkeye çeşitli zamanlarda çok sayıda ASELSAN TASMUS (Taktik Saha Muhabere Sistemi) ve ilgili bileşenleri teslim edilmişti. Dolayısı ile muharebenin en önemli etmenlerinden ‘muhabere’ altyapısının önemli bir kısmı Türkiye tarafından sağlandı. Günümüz karmaşık muharebe ortamının tek merkezden yönetimi için kritik bir konu olan ağ merkezli harpte en önemli konulardan biri iletişimdir.”
Birliklerin anlık olarak yönetilmesi hayati önem taşıyor
Fatih Mehmet Küçük’ün ilk etapta sistemler ve birlikler arasındaki iletişimin ne denli önemli olduğunu vurguladı.
Küçük: ''Muharebenin tüm bu karmaşık yapısını tek elden yönetmek oldukça zordur. Onlarca insanlı/insansız uçak, helikopterler, kamikaze İHA’lar, bunların anlık olarak sunduğu istihbari bilgiler, verilerin değerlendirilmesi, imha edilmesi gereken dinamik ve statik hedeflere yönlendirilmesi tüm bu süreçlerin hızlı ve sağlıklı bir şekilde yapılması için gelişmiş bir komuta kontrol sistem ve yapısına ihtiyaç vardır.'' dedi.
Türk kurmay zekası Bakü’de
Fatih Mehmet Küçük şöyle devam etti: “Daha somut örneklendirmek gerekirse Azerbaycan Hava Kuvvetleri’nin Entegre Hava Savunma Komuta Kontrol Sistemi Projesi için ASELSAN’ın HAKİM sistemi teklif edilmiş ve 2018’de bir sözleşme imzalanmıştı. Azerbaycan’ın 4-5 farklı ülkeden temin ettiği çok sayıda radar sisteminin ve Rus, İsrail, Belarus menşeli hava savunma sistemlerinin, Rus menşeli uçak ve helikopterlerin bulunduğu Azerbaycan Hava Kuvvetleri’nin tek elden yönetilebilmesi için bu adım kritikti.
Projenin halihazırda geldiği seviyeyi bilmiyoruz ama belgesel sırasında Azerbaycan’ın komuta kontrol merkezinde ASELSAN logolu konsolların olması dikkat çekici. Tabii bu noktada Azerbaycan’ın tek merkezden harekatı yönetme imkanı hava kuvvetleri bünyesinde yapılıyor. Türkiye’nin bunu tüm kuvvetler bazında ele aldığını ve Azerbaycan’ın da askeri teşkilatlanma açısından modernizasyonuna devam ettiğini unutmamak gerek.
Sonuç olarak Azerbaycan’ın çok farklı ülkelerden temin ettiği sensör ve silah sistemlerinin tek merkezden yönetilebilmesi için gerekli komuta kontrol felsefesi ve sistemlerinin Türkiye tarafından sağlandığı görülüyor.”