14 Temmuz 2021 19:55
Bakü Büyükelçisi Doç. Dr. Cahit Bağcı, Türkiye’nin 15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden geçen 5 yılda darbeye yönelik dersler çıkardığını, herkesin öğrendiklerini genç nesillere aktarmakla yükümlü olduğunu söyledi.
Türkiye’deki darbeler tarihi içinde 15 Temmuz darbe girişiminin farklı yönleri bulunduğuna işaret eden Bağcı, "Devletin içine sızmış kripto bir yapı tarafından gerçekleştirilmeye çalışılmış olmasıdır. Sadece devleti değil, çocuklarımızı da nasıl ele geçirdiklerini öğrendik. Kişisel dersler kadar kurumsal dersler de vardı." dedi.
15 Temmuz darbe girişiminin vatan muharebesine dönüştüğüne işaret eden Bağcı, Azerbaycanlıların zamanı geldiğinde atalarının yaşadığı, dedelerinin mezarı olan toprakları alma iradesiyle, Türkiye’de seçtiği iktidarı koruma iradesinin benzer olduğunu söyledi.
FETÖ’nün kalkıştığı darbe girişiminin uluslararası arenada masada olan, masadan kalkmayan ve iradesini her şekilde dünyaya tanıtan bir Türkiye ile mücadelenin içeriden gerçekleştirilmesinin bir örneği olduğunu kaydeden Bağcı, "İradelerini bir dolarlık banknotla kimliğe dönüştürenlerin darbesidir. Buna millet dur dedi. Bu darbenin diğerlerinden farkı milletin olaya el koymasıdır, cumhurbaşkanını, iktidarını koruması açısından da diğer darbelerden farklıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı ve Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Bilal Akgün, darbe girişiminin, Türkiye’nin kendisine dışarıdan biçilen rolün dışına çıkması nedeniyle yapıldığını vurguladı.
Akgün, şunları söyledi:
"Kendi coğrafyasında bağımsız politikalar yürütmesi nedeniyle Türkiye’yi engellemek için içeriden ve dışarıdan bir senaryo uygulanmaya konuldu. Türkiye, kendisine biçilen rolü elinin tersiyle iterek bağımsız bir aktör olma arayışını sürdürdü. 15 Temmuz Türkiye’nin bağımsız olma yolundaki direnişinin sembolüdür. İçeride bir ve beraber olursak demokrasimizi koruyabilirsek dışarıdan gelen bu tür hareketlerin başarılı olması mümkün değil. Türk demokrasisi buradan güçlenerek çıktı."
İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlyas Topsakal, FETÖ'nün, Türkiye’nin en zeki çocuklarını kimliksizleştirdiğini vurgulayarak, "Okullar sayesinde milletin kodlarını bozmaya çalıştılar. Bu okulda yetişen öğrencilerin hiçbiri devlet varlığını kabul etmiyordu." diye konuştu.
FETÖ’nün psikolojik ve sosyolojik bir istihbari hareket olduğunu anlatan Topsakal, şöyle devam etti:
"Önceki darbelerin sosyolojik ve psikolojik etkileri yoktu. Köylerdeki devletine bağlı alilerin zeki çocuklarını bizden koparmaya niyet ettiler. Şimdi bize düşen köydeki bu ailelerimizin üzerine özenle eğilmek. Devletimizin adaletini şefkatini onlara götürmek. Örgütün propagandası devam ediyor. Bizim kurumlarımızın adaletli güçlü, çalışkan olduğunu anlatmak daha önemli hale geldi. Zaman zaman FETÖ’nün dini örgütlenme olduğu söyleniyor. Nereden bakılırsa bakılsın kesinlikle istihbarat örgütüdür. Dini yapılanma değildir."
Topsakal, Türkiye’deki cemaatlerin şeffaf hâle getirilmesi gerektiğine de dikkati çekti.