12 Kasım 2023 16:03
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün "İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi" için Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a gitti.
Günübirlik ziyaret sonrası Erdoğan, uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu.
"Batı ülkeleri, yaşanan tüm vahşeti sadece tribünden seyrediyor"
Erdoğan, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarının ele alındığı zirveyle ilgili şunları söyledi:
"Bildiğiniz üzere on yıllardır işgal ve baskı altında var olma mücadelesi veren Filistin’de tam 36 gündür tarifi imkansız bir zulüm yaşanıyor. Gazze’de masum siviller, ayrım göz etmeyen ağır bombardıman altında hayatlarını kaybediyor, kendi topraklarında ayrıca göçe zorlanıyor. İsrail, hastaneleri, okulları, ibadethaneleri, cami, kilise ayırt ekmeksizin hatta hasta, ölü taşıyan ambulanslara varıncaya kadar, mülteci kamplarını hedef almak suretiyle bütün dünyanın gözleri önünde savaş suçu işliyor. Batı ülkeleri, yaşanan tüm vahşeti sadece tribünden seyrediyor. Bütün bunlar karşısında vicdan sahibi olanların, sessiz kalması mümkün değil. Bu anlayışla ilk günden beri Gazze’deki katliamı dünyaya duyurma, Filistin davasının sesi olma gayretinde oldum. Bunları gerek ziyaretler vasıtasıyla gerek telefon diplomasisiyle yürütme gayreti içindeyim. Bunu yaparken sivilleri hedef alan saldırıları hiçbir şekilde tasvip etmediğimizi ve bütün bunları gerek yazılı gerek görsel medya çalışmalarıyla da ifade ettik. 7 Ekim’den bu yana diplomasi ve diyalog kulvarlarını kullanarak insani ateşkesin tesisi için yoğun çaba sarf ettik. Temaslarımızda, ateşkes sağlanmasının, çatışmaların sona erdirilmesinin ve insani yardımların Gazze’ye kesintisiz şekilde ulaştırılmasının önemine vurgu yaptım."
"Garantör sıfatıyla sorumluluk almaya hazırız"
Daha fazla kanın akmaması için Türkiye olarak üzerlerine düşeni yapmayı sürdüreceklerini vurgulayan Erdoğan şöyle konuştu:
"Kuruluş nedeni Filistin davası olan İslam İşbirliği Teşkilatı'na büyük sorumluluklar düştüğünün de altını çizdim. Gerek zirve toplantısında gerek mevkidaşlarımla yaptığım ikili görüşmelerde, Filistin meselesi çözülmeden normalleşme adımlarının akim kalacağını ifade ettim. Bölgemiz ancak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız ve egemen Filistin devletinin vücut bulmasıyla kalıcı barışa kavuşabilir. Bu konuda herkesin elini taşın altına koyması gerektiğine işaret ettim. Gerek Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'la yaptığım görüşmede ki düşüncelerimiz mutabık, gerek Endonezya Cumhurbaşkanı Joko Widodo ile yaptığım görüşmede bunları ele aldık gerekse Mısır Devlet Başkanı Sayın Sisi'yle yaptığım görüşmede yine bunları görüştük. Tabii Mısır Devlet Başkanı'nın özellikle Refah Kapısı’nı bütün olumsuzluklara rağmen işletmesi, burayı devreye sokması çok büyük önem arz ediyor. Bu konuda da şu ana kadar yaptığı gayretler takdire şayandır. Kendileriyle de irtibatlarımızı gerek dışişleri bakanlarımız gerek istihbarat başkanımız, onlar sürdürüyorlar ve biz de sürekli irtibat halinde kalacağımızın teyidini yaptık. Türkiye olarak varılacak bir çözümün uygulanması aşamasında, garantör sıfatıyla sorumluluk almaya hazır olduğumuzu tekrar dile getirdik. İslam İşbirliği Teşkilatı'ndaki dostlarımızla koordinasyon halinde, daha fazla kanın akmaması için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Türkiye olarak bu sürecin takipçisi olacağız."
"Bölgedeki krizlerin, sorunların çözümü için kilit ülke Türkiye"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İki gün önce Amerikan Bloomberg’de yayımlanan yazıda “Gazze krizini çözmenin anahtarı Türkiye'de. Biden, bu krizin çözümü için Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aramalıydı, bunu yapmamış olması diplomatik bir hata" denildi. Gazze'de yaşananlara ilişkin diplomasi görüşmelerinde ABD Başkanı Joe Biden ile de bir görüşme olabilir mi? Görüştüğünüzde ona ne mesaj vereceksiniz?" sorunu şöyle cevaplandırdı:
"ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken daha yeni buradaydı. Herhalde bizi bundan sonra ABD Başkanı Joe Biden ağırlar. Benim Biden'ı aramam şık olmaz. Ortadoğu’da, Doğu Akdeniz’de, bölgemizde kilit ülke konumunda olduğumuzu sadece biz söylemiyoruz. Bu coğrafyada Türkiye’ye rağmen bir girişimde bulunmak, plan yapmak mümkün değil. Bizim durduğumuz yer, takındığımız tavır, değerlerimiz ve ilkelerimiz bellidir. Bizim çabamız insan hayatını korumak, barışı sağlamak, savaşları sonlandırmak ve masumların gözyaşlarını silmek içindir. Tüm kriz bölgelerine yönelik bir çözümümüz, hamasi söylemlerden tamamen arındırılmış, derde derman reçetelerimiz mevcuttur. Dinlemek isteyenlere anlatıyor, bizi anlayabileceklere ulaşıyoruz. Bizim durduğumuz yerin kıymetini anlayabilecek herkese kapımız açıktır. Samimi çözüm için bizimle irtibat kurmak isteyen herkesle bugüne kadar olduğu gibi konuşmaya ve insanlığın itibarını kurtarmak için çabalamaya devam edeceğiz. Sorunun çözümü için en uygulanabilir önerileri sunan ülke Türkiye. Bölgedeki krizlerin, sorunların çözümü için kilit ülke Türkiye.
Coğrafyamızdaki tüm ülkelerle görüşebilen, çatışan, savaşan tarafları aynı masada toplayabilen tek ülke Türkiye."
"Adil bir barışın kaybedeni olmaz"
Cumhurbaşkanı "İki devletli çözüm, bunun sağlanacağı bağımsız Filistin Devleti’nin sağlanacağı bir siyasi çözümden bahsetmiştiniz. Bir de Barış Konferansı adımı atmayı planlıyorsunuz. Bu Barış Konferansından tam olarak beklentiniz nedir? Siyasi sürecin bu Barış Konferansı'yla birlikte başlamasını mı hedefliyorsunuz? Bu konferansın katılım düzeyinin nasıl olmasını umuyorsunuz?" sorusunu şu şekilde cevaplandırdı:
"Bu bizim çözüm önerilerimizden biri. Bu konuyla ilgili olarak şu anda dayanışma halinde olduğumuz, meseleleri konuşabileceğimiz, çözebileceğimiz ülkelerle bu adımı atmanın planlarını yapıyoruz. Bu konuda Dışişleri Bakanlığımız çalışmalarını daha da geliştiriyor. Bu da muhataplarıyla çok daha farklı bir zemine inşallah taşıyacak. Biz adil bir barışın kaybedeni olmaz, bunu başından beri hep söyledik. Söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz. Çünkü buna samimiyetle inandık, inanıyoruz. Savaşan taraflar dahil bölgede tüm aktörlerin katılacağı bir toplantıdan daha fazla barışa hizmet eden bir zemin olamaz. Bunları sağlamaya gayret edeceğiz ve topraklarımız tarih boyu nice büyük barışlara beşiklik etmiştir. Bunu bundan sonra da devam ettirmek bizim boynumuzun borcudur. Bunu yapabilecek güçteyiz. İnsan gücü olarak bizde var, beyin gücü olarak bizde var. Bu noktada herhangi bir sıkıntımız söz konusu değil ve geçmişimiz karanlık değildir. İslam İşbirliği Teşkilatı'yla Arap Ligi’nin işte dün birlikte yaptığı çalışmada ortaya çıkan tablo görünüyor. Bütün mesele demek ki işin içerisinde olunca bir şeyler değişiyor. İnşallah bu barış konferansında da böyle bir neticeyi alabiliriz."
"Türk Devletleri Teşkişlatı uluslararası meselelerde söz sahibi olacak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk Devletleri Teşkilatı bundan sonra küresel ve bölgesel tıkanıklıklarda daha ön planda olacak mı?" sorusunu şöyle cevaplandırdı:
"Bizler Türk Devletleri Teşkilatı’nın güçlenmesini, birlik içinde gücünü ortaya koymasını bu nedenlerle de istiyoruz. Uluslararası kuruluşlara örnek olacak kararlar almalı ve bölgesel, küresel sorunlara somut çözümler üretmeliyiz. En son “Türk Devri” teması ile toplantı yaptık biliyorsunuz. Türk Devri söylemi aslında bütün bunları da kapsıyor. Her alanda verecek güçlü mesajlarımız var ve bundan sonra da Birleşmiş Milletler başta olmak üzere bütün uluslararası kuruluşlara örnek olacak adımlar atmak için çabalayacağız. Bu nedenle bizler Türk Devletleri Teşkilatımızı 21. yüzyılın parlayan yıldızı olarak tanımladık. Siyasi ve stratejik iş birliklerini her geçen gün artırıyoruz. Teşkilat üye ülkeleri olarak ekonomiden politikaya, kültürden turizme, eğitimden spora kadar birçok alanda iş birliği yapıyoruz. Türk devletleri olarak birliğimizin, beraberliğimizin ve kardeşliğimizin perçinlenmesi sadece teşkilatımıza değil dünyaya da bir anlamlı yol açacaktır. Savaşları, yıkımları, küresel felaketleri, politik açmazları seyreden değil kapsamlı olarak değerlendiren, uygulanabilir ve sürdürülebilir çözümleri yol haritalarına dönüştürebilen bir teşkilattan söz ediyoruz. Birlikten doğan gücümüzün etkisiyle de uluslararası meselelerde söz sahibi olacak ve insanlığa anlamlı çıkış yolları sunabiliriz. Çünkü biz barış ve istikrara katkı yapan, küresel meselelerin çözümünde öncü rol oynayan bir Türk dünyası hedefliyoruz."
Anahtar Kelimeler: cumhurbaşkanı, zirve, islam, gazze, türkdevletleriteşkilatı,