19 Mayıs 2021 09:54
Yedi Öküz Vadisi, Isık Göl eyaletindeki krater göl olan Isık Gölü'nün güney sahilinde ve Teskey Ala Too Dağları'nın yamacında yer alıyor.
Vadi, çam ormanları, şelaleleri, dağ manzarası ve temiz havasıyla turistlerin ilgisini çekmekte.
Doğal güzellikleri ve temiz havasının yanı sıra kısrak sütü tedavi merkezi vadiyi turistler için cazibe merkezi haline getiriyor.
Yedi Öküz vadisinde ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri de Kırık Kalp kayası'dır. Kaya, en çok da gençlerin sevdiklerine aşklarını ilan ettiği ve en mutlu anların fotoğraflar ile ölümsüzleştirildiği bir yer olarak biliniyor.
Yedi Öküz efsaneleri
Yedi Öküz vadisi ismini, "girişinde yan yana dizilip yatan öküzleri andıran kırmızı tepelerden" alıyor.
Bu tepelerin oluşumuyla ilgili çeşitli efsaneler bulunmaktadır. Bu efsanelerden en bilineni ise bir aşk hikâyesidir:
Eski zamanlarda çok zengin bir han yaşamış. Onun dünya güzeli biri kızı varmış. Han'ın kızı babasının öküzlerini güden çobana aşık olmuş. Hislerinin karşılıklı olduğunu öğrenen iki genç birlikte kaçmış. Han kızını bulmak için her yere at koşturmuş. Sonunda iki genç bulunmuş. Han'ın cellatları kızın önünde hem çobanı hem onun yedi öküzünü öldürmüş. Böyle bir acıya dayanamayan kızın kalbi parçalanmış ve kalbinin kanı damladığı yere iki ayrı parçaya ayrılmış Kırık Kalp kayası oluşmuş. Öldürülen yedi öküz ise kırmızı renkli kayalar zincirine dönüşmüş.
Bir diğer efsaneye göre ise köyde bir dul kadın Hasan ve Hüseyin adlı ikiz oğluyla yaşarmış. Bu yoksul aile açgözlü bir zengin adamın hayvanlarını güderek geçimini sağlarmış. Günlerden bir gün aniden sis çökmüş, etraf kararmış. Ardından fırtına çıkmış, kar yağmış. Hasan ile Hüseyin güttükleri buzağıları zar zor eve götürmüşler. Ancak buzağılardan yedisi eksikmiş.
Öküz sahibi “yedi öküzü bulmadan dönmeyin” demiş. Gidiş o gidiş, zulümden korkan oğlanlar buzağıları bulamayınca geri dönmemiş. Aradan günler, aylar, yıllar geçmiş. Beklemekten bitap düşen anneleri oğlanları aramaya çıkmış.
Vadinin bulunduğu yere geldiğinde kocaman yedi öküzün gezindiğini görmüş. Meğer bu öküzler yıllar önce kaybolan buzağılarmış. Acılı ana “Heyy gidi öküzler! Oğullarım öldü! Sizin yüzünüzden oğullarım öldü! Siz ne diye yaşarsınız! Taşa dönüşesiceler!” diye feryad etmiş. Duyan duymuş sözleri, birden yedi öküz yedi kocaman kayaya dönüşmüş.