15 Mart 2021 18:06
KMÜ Eğitim Fakültesi Dekan Vekili, Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Prof. Dr. İdris Nebi Uysal, yaptığı açıklamada, UNESCO'nun daha önce 1971 ve 1991'i de "Yunus Emre Yılı" ilan ettiğini anımsattı.
UNESCO'nun 50 yılda 3 kez Yunus Emre'ye sarıldığını gördüklerini belirten Uysal, şöyle konuştu:
"Demek ki 50 yıllık süreçte Yunus Emre'ye bir ihtiyaç söz konusu olmuş. Bunu değerlendirirken, okurken, ister istemez Yunus Emre'nin yaşadığı döneme gitmek gerekiyor. Anadolu'da siyasi, sosyal ve kültürel olarak birçok sıkıntılarla karşılaşılan bir dönem var. Sürekli devam eden göçler var. Etkisi her geçen gün artan Moğol saldırıları var. Beylerin kendi aralarındaki çekişmeleri var. Kuraklık ve salgın hastalıklar da hesaba katıldığında Yunus'un yaşadığı dönem ile günümüzde çok ciddi benzerlik görebiliriz. Demek ki Yunus her dönem çağrısını hissettiren bir isim. İşte, herkesin can derdine düştüğü bir ortamda UNESCO'nun, candan çok cananı düşünen Yunus Emre'yi çağırması, Hacı Bektaş'a sarılması son derece anlamlıdır. Yedi asır önce bu toprakları mayalayan Yunus, bugün de coğrafyamızı, dünyamızı yeniden inşa edecektir. İnancımız, ümidimiz bu yöndedir."
"Okumalar hazirandan sonra şartlar oluşursa yüz yüze devam edecek"
Uysal, Yunus Emre'yi genç nesillere anlatmak adına, üniversite bünyesindeki Dil ve Edebiyat Öğrenci Topluluğu ile "Yunus Emre Okumaları" programı hazırladıklarını bildirdi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle üç okumanın çevrim içi yapıldığını anlatan Uysal, şöyle devam etti:
"Önemli olan Yunus'un çağrısını anlamak, bu anlamda bir adım atmak. Önemli olan onun eserini okumak, şiirini düşüne düşüne, sindire sindire okumak. Yunus Emre'yi anlamanın, onu tanımanın bu okumalardan geçtiği düşüncesindeyim. Okumaların ilkini 13 Şubat'ta, ikincisini 27 Şubat'ta, üçüncü etkinliğimizi de 13 Mart'ta gerçekleştirdik. Üçüncü programda gençler Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Hüseyin Akkaya'yı dinleme imkanı buldu. Yıllardır Klasik Türk Edebiyatı kürsüsünde dersler veren Prof. Dr. Akkaya, programda Yunus Emre'yi okumaya nasıl başladığını anlatıp, onun şiirlerinden örnekler okudu. Etkinlik belli aralıklarla farklı konuşmacıların katılımıyla devam edecek. Salgın nedeniyle haziran sonuna kadar programları sanal ortamda gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Hazirandan sonra da şartlar oluşursa yüz yüze devam edecek."
Okumalarda alanında uzman kişiler tarafından Yunus Emre ile ilgili sunumlar yapıldığını dile getiren Uysal, "Yunus Emre'nin şiirleri okunuyor, tartışılıyor. Konuşmacı, katılımcıların şiirle ilgili sorularını cevaplandırıyor. Etkinliklere gençlerin yoğun ilgisi var." diye konuştu.
"Yunus Emre okumalarıyla insanları Yunus'un iklimine davet ediyoruz"
Uysal, "okuma" kelimesinin bir anlamının da "nasiplenmek, kendi payına düşen hisseyi almak" olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Biz de Yunus Emre'yi okuyarak hisselerimize, nasibimize, payımıza ne düşüyorsa onu alma çabasındayız. Okumanın bir anlamı da 'çağırmak, bir yere davet etmek'tir. Halk arasında bu meşhurdur. Biz de Yunus Emre okumalarıyla insanları Yunus'un iklimine davet ediyoruz. Onun gönül dünyasını anlamaya davet ediyoruz. Sadece anlamak değil bunu bir hayat felsefesi haline getirmeyi düşünüyoruz, çağrımız bu. Yunus'u anlamak, onun düşüncesini hayata geçirmek demek. Biz de Karaman'da başladığımız bu programla bir farkındalık oluşturmayı düşündük. Karaman Yunus'un yaşadığı bir şehir. Bu topraklar Yunus'a yurt olmuş. Bugün de Yunus'u bağrında dinlendirdiği bir şehir. Etkinliğimiz bu yüzden de önemli."