12 Ağustos 2021 10:51
Otağ özellikle konargöçer yaşam tarzı benimsemiş olan Türk kavimleri için en önemli sembollerden birisidir.
Günümüzde geleneksel hayatın bir simgesi olarak kabul edilen otağın Kazak toplumu için ayrı bir yeri vardır.
18. yüzyılın başları Kazak boyları için bir dönüm noktası olmuş; Ulu Bozkır'da merkezi bir gücün olmayışı, iç çekişmeler ve güçlü müttefik arayışlarını başlatmış, bu da eski göç yollarının bozulmasına yol açmıştır.
Bu durumun sıradan göçebe hayata olan etkisi otağlar üzerinde de görülmektedir.
Rahatça ve geniş alana yayılmış otağların yerini, artık tekerlekli bir platform üzerine monte edilmiş olan otağlar almıştır. Bu otağlar özellikle beklenmedik bir düşman saldırısına karşı hızlı bir kaçış ve manevra imkanı tanımış ve göç yollarına da bağlı kalmaya gerek kalmamıştır.
Benzer bir süreç Sakalar, Hunlar ve Moğollarda da yaşanmıştır. Cengiz Han'ın kendi otağını daha hızlı hareket etmek için tekerlekli platform üzerine kurduğuna dair kayıtlar var.
Otağ tipinin değişmesi, Büyük Bozkır'ın siyasi çöküşünün bir işaretiydi. Güçlü, çok etnikli devletlerin ve birliklerin dağılmasında önemli bir etkisi olmuştur.
Avrupalı ve Müslüman tarihçilerle, Rus kronikleri bunların geniş çapta kullanıldığını doğrulamaktadır.