05 Mayıs 2021 11:22
Türkçede "kıvırcık dağ" anlamına gelen Buyratau Milli Parkı, Kazakistan'ın başkenti Nur Sultan'a 135 kilometre mesafede bulunuyor.
Devlet tarafından 2011'de özel korumalı bölge statüsüyle kurulan park, yaklaşık 89 bin hektar alanı kapsıyor.
Park, yüzyıllarca bozkırın hırçın rüzgarıyla oluşan katman ve uçurum şeklindeki kayalıklarıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
Parktaki birbirinden ilginç formlara sahip toplamda 16 kaya tepesinin bulunduğu alan ise "şahinler tepesi" olarak da adlandırılıyor.
Kadim zamanlardan beri altın kartalı, alaca şahini gibi yırtıcı kuşların yaşadığı bölgedeki kaya tepelerine şahinlerin yuva yaptıkları biliniyor.
Özellikle inci kenarlarıyla bilinen Jau Şokı (düşman tepesi) kayası, uçurumun kenarında fotoğraf çektirmek isteyenlerin uğrak yeri olarak öne çıkıyor. Yaklaşık 450 metre yüksekliğe sahip kaya aynı zamanda dağcıların tırmanış alanı olarak da değerlendiriliyor.
Park sınırları içinde eski bronz ve Saka dönemlerine ait kadim mezarlıkların yanı sıra "balbal taş" heykellerinin bulunduğu açık hava müzesi de yer alıyor.
Argali, kızıl geyik, kurt, tilki, dağ sıçanı gibi yaban hayvan türlerinin de yaşadığı parkta 400 hektarlık doğal yaşam alanı bulunuyor.
Her tarafı çam ve huş ağaçlarıyla süslü park, 20'si nadir 160 kuş türü ile 250 şifalı ot türüne ev sahipliği yapıyor. Park sınırları içindeki göllerde ise kıvırcık pelikan, turna, ötücü kuğuları görmek mümkün.
- "İnsanlar artık doğada daha çok zaman geçirmek istiyor"
Özel ekip tarafından gece gündüz korunan parka giriş sadece kayıtla gerçekleşiyor ve bozkır engereği yılanı ve yaban hayvanlarına sıkça rastlanması nedeniyle turistlere özel rehber tutmaları tavsiye ediliyor.
Buyratau Milli Parkı'na 6 yıldır tur düzenleyen Galiya Menseyitova, AA muhabirine yaptığı açıklamada, turu en çok şehir hayatından yorulanların tercih ettiğini söyledi.
Menseyitova, parkın, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla daha da ilgi çekici konuma geldiğini belirterek, "Aslında park, salgın döneminde yerli ve yabancı turistler tarafından keşfedildi diyebiliriz. İnsanlar artık doğada daha çok zaman geçirmek istiyor." diye konuştu.