01 Aralık 2020 15:09
1 Aralık Kazakistan Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Günü dolayısıyla açıklama yapan Büyükelçi Saparbekuly, ülkesinin kurucu cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in liderliğinde gerçekleştirdiği modernleşme konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Saparbekuly, Nazarbayev’in Kazakistan ile özdeşleşmiş bir siyasi lider olduğunu vurgulayarak "Nazarbayev demek, Kazakistan demektir. Nazarbayev Kazakistan'la neredeyse eşleşmiştir." diye konuştu.
1990'lı yılların başlarında, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) yıkılmasının ardından bölgede oluşan kaos ortamında, Kazakistan’ın gerek ekonomik gerek siyasi, gerekse toplumsal açıdan son derece ciddi güçlüklerle karşılaştığını anlatan Saperbakuly, “O süreçte çeşitli uluslararası siyaset bilimciler Kazakistan’ın bir devlet olarak ayakta kalamayacağı yorumunda bulunuyorlardı ancak ülkemizin Kurucu Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in liderlik vasfı sayesinde, Kazakistan bu zorlukların hepsini aştı.” ifadelerini kullandı.
Saparbekuly, Kazakistan’ın gelişim sürecinin 1997 öncesi birinci dönem, 1997-2010 arası ikinci dönem ve 2010 sonrası üçüncü dönem olmak üzere, üç dönemde incelenmesi gerektiğini söyledi.
Birinci dönemi krizlerle mücadele ve reform süreci olarak değerlendiren Saparbekuly, bu dönemde ülkenin devlet kurumlarının yeniden inşa edildiğini ve Kazakistan'ın dünyaya açılarak serbest piyasa ekonomisine geçildiğini belirtti.
Saparbekuly, 1997 yılı sonrası ikinci dönemi, Kazakistan’ın gerçekleştirdiği ekonomik ve siyasi reformların meyvesini toplamaya başladığı dönem olarak nitelendirerek şunları kaydetti:
“1997 yılında Kazakistan 2030 stratejisini açıkladık. Bu strateji Kazakistan’ı 2030 yılına kadar dünyada ilk 50 ülke arasında görmeyi hedefliyordu. Nitekim 1992’de 22 milyar dolar olan Kazakistan’ın Gayri Safi Milli Hasılası, 2012 yılına gelindiğinde 180 milyar dolara ulaşmış, kişi başına düşen milli gelir ise 700 dolardan 12 bin dolara kadar ulaşmıştır. Bu sayede Kazakistan bu dönemde Birleşmiş Milletler (BM) gelir seviyesine göre orta gelir grubundaki ülkeler arasında yerini almıştır. Bu dönemde ayrıca ülkedeki ortalama yaşam süresi 8 yıl artarken yoksulluk 9 kat azalmıştır.”
2012 yılında dünyanın en rekabetçi ilk 50 ülkesi arasına giren Kazakistan’ın, 2016 yılında 2050 stratejisini ortaya koyduğunu belirten Saparbekuly, bu strateji doğrultusunda ülkenin 2050 yılına kadar dünyanın en ileri 30 ülkesi arasına girmeyi hedeflediğini ifade etti.
Bağımsızlık sonrası dönemde Kazakistan’a 350 milyar dolarlık yabancı yatırımın geldiğini kaydeden Saparbekuly, bunun ülkede oluşturulan güven ve piyasa ekonomisinin oluşturulmasıyla doğrudan bağlantılı olduğunu vurguladı.
- "Kazakistan’ın modernleşme sürecinde Atatürk’ün de etkili olduğunu görebiliriz"
Saparbekuly, Nazarbayev'in bu ekonomik reformların ve başarıların arkasındaki kişi olduğunun altını çizerek “Nazarbayev’in önemli bir politika olarak ‘önce ekonomi sonra siyaset’ politikası vardır. Yani önce istikrar, sonra istikrar sayesinde güçlü bir demokrasi ve modernleşme süreci.” diye konuştu.
Ülkenin modernleşme sürecinde Mustafa Kemal Atatürk’ün politikalarını da örnek aldığına değinen Saparbekuly, “Kazakistan’ın modernleşme sürecinde Atatürk’ün de etkili olduğunu görebiliriz. Atatürk’ün ‘yurtta sulh cihanda sulh” politikasını, Nazarbayev’in hem Kazakistan içinde istikrar, hem komşuları ve dünya ile ilişkilerde istikrar politikasındaki liderliğinde görebiliriz.” ifadelerini kullandı.
Saparbekuly, vizyoner bir lider olarak değerlendiği Nazarbayev’in eğitime verdiği öneme işaret ederek “Doksanlı yılların ortasında başlatılan ‘Gelecek’ isimli programla, 15 bin kadar Kazak vatandaşının dünyanın en iyi 100 üniversitesinde yüksek lisans ve doktora eğitimi alması sağlandı. Bu kişiler ülkede çeşitli üst düzey görevlere devam etmekte. Bunların arasında bakan, başbakan yardımcısı ve vali olan var. Burada Nazarbayev’in gençlere çizdiği vizyonu görebiliriz.” dedi.
- Nazarbayev'in Türk dünyasına katkısı
Türkistan şehrinin kurularak Türk dünyasının kültür başkenti ilan edilmesinin de bu vizyonerlik içinde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Saparbekuly, bu şehirde kurulan Türk-Kazak Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinin aynı vizyonun ürünü olduğunu dile getirdi.
Büyükelçi Saparbekuly, Nazarbayev’in Türk dünyasına olan özel ilgisine değinerek şunları kaydetti:
“Nazarbayev, doksanlı yılların başından beri Türk dünyasında yapılan tüm zirvelere katılmış bir liderdir. Bu zirveler sonucunda, merkezi İstanbul’da bulunan Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi), Nur Sultan şehrindeki Uluslararası Türk Akademisi, Bakü’deki Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi gibi kuruluşlara ön ayak olmuş, fikir babalığı yapmıştır. Bu emeklerinin karşılığında, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da teklifleriyle geçtiğimiz sene kurucu cumhurbaşkanımız Nazarbayev’e Türk Konseyi Onursal Başkanı unvanı verildi ve Türk Konseyi madalyası sunuldu.”
Nazarbayev’in dış politikada üstlendiği arabuluculuk faaliyetlerine de dikkati çeken Saparbekuly, “Sovyetlerin dağılmasının ardından birçok krizde, özellikle bölgesel krizlerde öncü rol üstlenmiştir. Özellikle Dağlık-Karabağ krizinde insani kayıpların durdurulması için ateşkesin sağlanmasında önemli bir katkısı bulunmuştur.” ifadelerini kullandı.
Saparbekuly, Kazakistan’ın kurucu cumhurbaşkanının, Suriye meselesi ile ilgili Astana sürecinde, tarafların bir araya gelip masaya oturmasında da önemli rol oynadığını belirtti.
SSCB’nin dağılmasının Kazakistan’ın o dönem dünyanın dördüncü en büyük nükleer gücü haline geldiğini hatırlatan Saparbekuly, “Sovyetler döneminde Kazakistan’da yapılan yaklaşık 1200 nükleer denemenin doğaya ve insanlara verdiği zararı bilen Cumhurbaşkanı Nazarbayev 29 Ağustos 1991 tarihinde nükleer tesisleri kapattı. Birleşmiş Milletler bünyesinde nükleer silahsızlanmanın sağlanması için yapılan çalışmalara katkıda bulundu. Buradan Kazakistan’ın dünyada nükleer silahsızlanma yönündeki katkılarını görebilirisiniz.” diye konuştu.
Saparbekuly, Nazarbayev'in 2019 yılında cumhurbaşkanlığı görevini kendi isteğiyle bırakarak yerine dönemin senato başkanı Kasım Cömert Tokayev'i gösterdiğini ve Tokayev'in de üç ay sonra yapılan seçimde cumhurbaşkanı seçildiğini hatırlatarak "Nazarbayev'in bize bıraktığı Kazakistan, şu an dünyanın en büyük 40. ekonomisine sahip, kendi milli uyanış programları olan, güçlü, modernleşmiş, istikrarlı ve barış içinde yaşayan bir ülkedir." dedi.
Nazarbayev'in 1991 yılında Kazakistan Cumhurbaşkanlığına seçildiği gün olarak bilinen 1 Aralık günü, Kazakistan Parlementosu'nun aldığı kararla 2012'den bu yana ülkede Kurucu Cumhurbaşkanı Günü olarak kutlanıyor.
Bu yıl 80. yaşını kutlayan Nazarbayev, ülkeyi 28 yıl yönettikten sonra geçen yıl mart ayında görevinden istifa etmişti.