19 Eylül 2020 11:44
UBP Basın Bürosundan yapılan yazılı açıklamaya göre, Tatar, katıldığı bir televizyon programında Kıbrıs meselesi ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından görüşme sürecini başlatma niyetini dile getirmesiyle ilgili bir soruyu yanıtlayan Tatar, şöyle konuştu:
"Crans-Montana'da fırsat kaçtı, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da 2017 yılındaki o görüşmelerin ardından federasyonun artık bittiğini söyledi ve 'Bu bizim neslin son denemesiydi.' dedi ama sonradan çark etti."
Tatar, önemli olanın, ulusal çıkarlar ve Kıbrıs Türk halkının beklentisi olduğuna dikkati çekerek Rumların siyasi eşitlik temelinde anlaşma istemediğini halkın gayet iyi bildiğini vurguladı.
Egemen eşitlik temelinde, Türkiye'nin etkin ve fiili garantörlüğünde bir anlaşma mücadelesi vermek gerektiğini belirten Tatar, "Federal çözüm denilerek maceraya sürüklenmek istemiyoruz. Böylesi dönemde bu halkı bu risklere kimse sokamaz." değerlendirmesinde bulundu.
Tatar, KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'nın, Türkiye ile sağlıklı ilişkiler kurmak yerine "birileri memnun olsun" diye Türkiye'ye saldırdığını belirten Tatar, Türkiye'nin terörle mücadelesinin, bölgesel güç olma yolundaki diplomatik ve stratejik adımlarının yanında olduklarını, Türkiye ile bu yolu yürümekten dolayı gurur duyduklarını vurguladı.
"Sadece federal çözüm değil alternatifleri de masaya getiririz"
Seçilmesi halinde Kıbrıs meselesinde izleyeceği yolun sorulması üzerine Tatar, şunları kaydetti:
"Kıbrıs'ta barış 1974'te gelmiştir. Anlaşma için biz de masadan kaçmayız ama müzakereye oturunca zemini, takvimini de açık açık sorarız, netleştiririz. Bir süreç başlarsa sadece federal çözüm değil alternatifleri de masaya getiririz. Yan yana egemen eşitlik temelinde bir çözümü zorlayacağız. Şunu söylemeliyim ki artık hiçbir şey eskisi olmayacaktır."
Tatar, kapalı Maraş'la ilgili soruya ise, "Maraş'ın, insan hakları açısından açılması lazım. Taşınmaz Mal Komisyonu marifetiyle Türk yönetiminde açılmasını istiyoruz. İnsan hakları açısından Rumlar da Türkler de üçüncü ülkelerden insanlar da oraya gelebilmelidir." yanıtını verdi.