19 Şubat 2022 19:19
Tatar, "Kıbrıs Türk halkı, en az Kıbrıslı Rumlar kadar egemendir çünkü tarihten gelen müktesep haklarımızla Ada'nın ortak sahibinden biriyiz. Uygulanan izolasyonlar, uluslararası alanda pozisyonumuzu dile getirmemize engel teşkil ediyor. Halkımıza uygulanan kısıtlamaların her alanda olumsuz etkileri var. İİT'den beklentimiz, büyük haksızlığa uğrayan Kıbrıs Türkeri'nin yanında olmalarıdır." dedi.
Rum tarafının Ada'yı bir Helen adası yapmak amacıyla silah zoru kullanarak Kıbrıs Türklerini 1963'te Kıbrıs Cumhuriyeti'nin dışına ittiğini ve soykırım yaptığını kaydeden Tatar, Kıbrıs Türk halkının 2004'te Annan Planı'na "Evet" demesine, Rumların ise reddetmesine rağmen Rumların tek taraflı AB üyesi yapıldığını ve Kıbrıslı Türklere verilen sözlerin tutulmadığını hatırlattı.
Tatar, AB'nin doğrudan ticaret gibi konularda izolasyonların kaldırılması sözlerinin tutulmadığını da anımsatarak "Rum tarafının AB üyeliği ile Kıbrıs sorunu daha karmaşık hale getirilmiştir." diye konuştu.
Rum tarafının, 85 milyon nüfuslu ve Ada'dan sadece 40 mil uzaklıktaki garantör ülke Türkiye'nin, Ada'dan ayrılmasını ve Kıbrıs Türk halkının Türkiye ile olan bağlarını koparmasını sağlamaya çalıştığına dikkati çeken Tatar, buna asla izin vermeyeceklerinin altını çizdi.
"Kıbrıs meselesi, jeostratejik açıdan uluslararası boyutunun yanı sıra bir insan hakları meselesidir." diyen Tatar, Ada'daki iki ayrı halktan biri olan Kıbrıs Türk halkının kendi geleceğini tayin etme hakkına sahip olduğunu vurguladı.
Tatar, İslam devletlerine, Kıbrıs Türkleri'ne uygulanan haksız izolasyonların kaldırılması için yardımcı olma çağrısı yaptı.
Dr. Açıkgül de insan hakları ihlali söz konusu olan birçok ülkeye ziyarette bulunduklarını belirterek İİT Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu'nun halkların karşı karşıya kaldığı insan hakları konularıyla ilgili çalışmalar yürüttüğünü kaydetti.
Görüşmede, Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi M. Ergün Olgun ve müzakere heyeti de hazır bulundu.