21 Mart 2021 13:21
Ukrayna'nın başkenti Kiev'de Rusya yanlısı Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç'in Avrupa Birliği (AB) Ortaklık Anlaşması'nı imzalamaması üzerine 21 Kasım 2013'te protesto gösterileri başladı.
Yanukoviç'in sokak gösterileri ve halkın tepkisi üzerine 22 Şubat'ta ülkeden kaçmasının ardından Batı yanlısı siyasetçiler yönetimi devraldı.
Yeni geçici yönetimin iş başına gelmesi, Rusya yanlılarını Kırım Yarımadası'nda daha aktif hale getirdi.
Yarımada'da askeri üniformalı, üzerlerinde hiçbir sembol ya da simge bulunmayan silahlı kişiler, 27 Şubat 2014'ten itibaren kamu binalarında kontrolü ele almaya başladı.
"Yeşil adamlar" olarak adlandırılan Rusya yanlısı bu milis güçler, kısa sürede hükümet binalarının yanı sıra Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosunu da ele geçirdi.
Kiev'deki yönetimin değişmesine karşılık Rus yanlısı silahlı grupların baskısı altındaki Parlamentoda, "Kırım, Ukrayna'nın parçası olarak kalsın mı yoksa Rusya'ya mı bağlansın?" sorusunun Yarımada sakinlerine yöneltileceği referandum kararı çıkarılmak istendi.
Eli silahlı "yeşil adamların" gölgesinde 6 Mart 2014'te toplanan Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu, Kırım'ın Rusya'ya bağlanması için referandum yapılması kararı alındığını ilan etti.
Kırım Tatarları, Parlamentonun bu kararına karşı çıkıp boykot kararı alsa da 16 Mart 2014'te Yarımada'da sözde referanduma gidildi.
Rusya yanlısı silahlı güçlerin kontrolündeki referandum sonucunda Moskova'nın da beklediği kararın, Kırım'ın Rusya'ya bağlanması yönünde çıktığı bildirildi.
- Putin, 21 Mart'ta Kırım'ı ilhak eden yasayı imzaladı
Moskova yönetimi ise referandumu tanıdı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 19 Mart'ta Kırım’ın ilhakını ve yeni federal bölgeler oluşturulmasını öngören yasa tasarısını Rus Parlamentosuna sundu.
Rusya Anayasa Mahkemesi, Putin’in isteğiyle olağanüstü oturum gerçekleştirdi ve tasarının Anayasayla uyumlu olduğunu belirtti.
Mahkemenin, tasarının anayasaya uygunluğunu onaylamasından sonra milletvekili İlya Ponomarev hariç Rus Parlamentosu, tasarıyı onayladı.
Putin, 21 Mart 2014'te Kremlin Sarayı'ndaki törende, "Kırım ve Sivastopol'ün Rusya'ya bağlanması ve yeni federal bölgeler oluşturulmasını" öngören yasayı imzaladı.
Böylece Rusya, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü tanımasına ilişkin 1994'te imzaladığı Budapeşte Memorandumu'na aykırı olmasına rağmen Kırım'ı ilhak etmiş oldu.
- BM ve Türkiye, ilhakı tanımadı
Böylelikle Rusya, Kırım ve Rus donanmasına ev sahipliği yapan Sivastopol'ün yasa dışı ilhakına resmi nitelik kazandırdı ancak dünyada pek çok ülke ve Türkiye, Rusya’nın bu yasa dışı ilhakını tanımadı.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 27 Mart 2014’te Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekledi, Kırım ve Sivastopol’ü Ukrayna’nın ayrılmaz toprak parçası olarak tanıdı. BM, Rusya’nın Kırım’ı ilhakını yasa dışı ilan etti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kırım'ın yasa dışı ilhakını tanımıyoruz." diyerek, her defasında Türkiye'nin bu konudaki duruşunu vurguladı.
- İlhaktan sonra Rusya, Kırım'ı Ruslaştırıyor
İlhaktan bu yana Rusya, Kırım Tatar Türklerine uyguladığı baskının yanı sıra hem sosyal hem askeri olarak Yarımada'da nüfuzunu artırma girişimlerine devam ediyor.
Kırım'ın, Rusya yönetimine geçmesinden sonra başta yöneticiler olmak üzere Ukrayna yanlısı Kırım Tatar Türkleri baskı altına alındı, hakları ihlal edilmeye ve tutuklanmaya başladı.
Sivil toplum kuruluşu "CrimeaSOS"e göre, 77'si Kırım Tatar Türkü olmak üzere, 104 Kırımlı siyasi nedenlerle tutuklu bulunuyor.
Kırım Tatar Türk halkının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve bazı Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) yöneticilerine Kırım'a giriş yasağı konuldu.
Kırımoğlu, Rusların açıklamalarına göre 205 bin, kendi kaynaklarına göre 600 bin Rus vatandaşının Yarımada'ya getirildiğini belirtiyor.
Ukrayna Dışişleri Bakanlığına göre, Rusya, 2014'ten sonra Kırım'a 32 bin 500 asker konuşlandırdı.
Ayrıca Ukrayna Savunma Bakanı Andriy Taran, Rusya'nın Kırım'a nükleer silah konuşlandırma hazırlığında olduğunu kaydetmişti.
Bununla birlikte Rusya, Kırım'ın bazı bölgelerinde yabancıların toprak sahibi olmasını yasaklayan kararnameyi 20 Mart'ta yürürlüğe koymuştu.