srebrenitsa-ve-gazze-soykirimlari-ne-gibi-benzerlikler-tasiyor

Srebrenitsa ve Gazze soykırımları ne gibi benzerlikler taşıyor?

Dünyayı sarsan Gazze'den gelen trajik haberler, Bosnalıları da derinden etkiledi ve savaşın, özellikle de Srebrenitsa soykırımının acı hatıralarını zihinlerde tekrar canlandırdı.

21 Ağustos 2024 08:43

Saraybosna Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Harun Haliloviç, Srebrenitsa ve Gazze soykırımlarının taşıdığı benzerlikleri ve BM'de reformun neden önemli olduğunu kaleme aldı.

Gazze'den gelen ve dünyayı sarsan trajik haberler, Bosnalıları da derinden etkiledi ve savaşın, özellikle de Srebrenitsa Soykırımı'nın acı hatıralarını zihinlerde tekrar canlandırdı.

Srebrenitsa ve Gazze soykırımları arasında pek çok paralellik var

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) 1993'te Srebrenitsa'yı "güvenli bölge" ilan eden 819 sayılı kararı kabul etti. Bu kararın kabul edilmesinden kısa bir süre sonra bölgedeki Bosna Ordusu Birleşmiş Milletler (BM) koruma güçleri tarafından koruma sözü karşılığında silahlarını teslim etmek zorunda kaldı. Sırp Cumhuriyeti Ordusu, BM güçlerinin gelişinden sonra da yerleşim bölgelerine saldırılarına devam etti. Ancak Sırpların bu saldırılarına BM Barış Gücü tarafından hiçbir karşılık verilmedi. BM sistemi içindeki etkisiz yaptırım mekanizması, Sırp Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetlerinin ve bazıları Sırbistan'dan gelen çok sayıda paramiliter birimin, savunmasız kasabaya saldırılarını engellemeye yetmedi. BM Barış Gücü'nün bu etkisizliği Srebrenitsa'nın ele geçirilmesine ve ardından gelen soykırıma yol açtı.

Gazze'de de benzer bir durum söz konusu. Srebrenitsa'da olduğu gibi Gazze'de de BM'nin aldığı kararlar ve Uluslararası Adalet Divanının (UAD) İsrail'e Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesi kapsamına giren tüm fiillerin işlenmesinin önlemesini ve acilen ihtiyaç duyulan temel hizmetlerin ve insani yardımın sağlanmasını emreden geçici tedbir kararları mevcut. Ancak bu kararları kim uygulayacak? Gazze'de sözde "belirlenmiş güvenli bölgeler" defalarca saldırıya uğradı. Gazze'de de eylemsizlik, İsrail'i soykırım da dahil olmak üzere hiçbir hesap verme sorumluluğu olmadan istediğini yapmaya teşvik ediyor.

UAD'deki Gazze ve Srebrenitsa davaları ne gibi benzerlikler taşıyor?

Srebrenitsa ve Gazze'nin bir diğer ortak noktası da UAD nezdinde görülen davalardır. Bosna ile ilgili soykırım davası 2007'de sonuçlanırken, İsrail'e karşı Güney Afrika tarafından başlatılan ve aralarında son olarak Türkiye'nin de bulunduğu birçok ülke tarafından desteklenen dava henüz başlangıç aşamasında.

Bosnalıların tecrübe ettiği gibi soykırımı yasal olarak kanıtlamak son derece zor. Soykırım eylemlerinin varlığı ve 1949 Soykırım Sözleşmesi tarafından "tamamen veya kısmen yok etme niyeti" olarak tanımlanan kasıtlı suç işleme fiili aynı anda kanıtlanmalıdır.

Gazze'de sivillerin ayrım gözetmeksizin hedef alınması ve toplu olarak öldürülmesi, toplu cezalandırmanın yanı sıra Gazze'deki Filistinlilerin yaşamlarını sürdürülemez hale getirmek için tasarlanan büyük ölçekli yıkım ve eylemler, soykırımın varlığını açıkça işaret ediyor.

Uluslararası mahkemelerin uygulamasında soykırım kastı, nadiren bulunabilecek soykırım emir ve planların sunulmasının yanı sıra, faillerin belirli bir davranış modeliyle hareket ettiğinin ortaya koyulmasıyla da kanıtlanabilir. Soykırım niyeti söz konusu olduğunda, "Amalek'in kökünün kazınması", Filistinlilerin "insan hayvanlar" olarak adlandırılması ve Gazze nüfusuna gerekli yardımların tamamen durdurulması emirleri çok belirleyicidir. Bu tür açıklamalar İsrail devleti içerisinde karar verici pozisyonlarda bulunan yetkililer tarafından yapıldı. Dolayısıyla, bunlar sadece aşırılık yanlısı söylemler ya da uç grupların görüşleri olarak görülemez. İsrail'in davranış biçimine Batı Şeria'da Filistinlilere karşı devam eden saldırılar da dahil olmak üzere daha geniş bir şekilde bakarsak durum daha da netleşir. Bu nedenle UAD önündeki dava "esassız" olarak reddedilemez ve soykırım niyetinin varlığına dair güçlü bir davadır.

Bosna'da mahkemeler, Srebrenitsa'nın yanı sıra kuzeydeki Prijedor kasabası gibi başka yerlerde de soykırım eylemlerinin mevcut olduğunu tespit etmişti. Ancak, Srebrenitsa'da olduğu gibi tamamen veya kısmen yok etme niyetini kanıtlamak için yeterli delil yoktu. Bosna deneyiminin de gösterdiği gibi, soykırım tespit edilemese bile işlenen suçlar insanlığa karşı suçlar veya savaş suçları olarak tanımlanabilir ve bunlar "daha hafif" suçlar olmayıp sadece hukuken soykırımdan farklıdır. Mahkeme soykırım demediği sürece hiçbir ceza alınmayacağı gibi psikolojik bir yanılgıya kapılmamak gerekir.

BM sisteminin başarısızlığı insanlık için trajik sonuçlar doğuruyor. Sonuç olarak, BM sisteminin reforme edilmesi büyük önem taşıyor. BM Güvenlik Konseyinin yapısının, daimi üyelerin veto yetkilerinin ve kararların uygulanma mekanizmalarının değişmesi gerekiyor. Bu değişimi sağlamak zor. Ancak insanlık soykırım, savaş suçları ve savaş silahı olarak tecavüz gibi suçları durdurma vaadini yerine getirmek istiyorsa BM sisteminde reform gereklidir. Gazze ve Srebrenitsa örnekleri eğer BM'de reform yapılmazsa gelecekte neler yaşanacağını açıkça gösteriyor.

Anahtar Kelimeler: gazze, soykırım, srebrenitsa,

Diğer Haberler