21 Eylül 2022 13:46
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) ve Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) iş birliğiyle yürütülen "Türkiye Ekonomisinin Yeşil Büyüme Yolunda Kalkınmasını Desteklemek Amacıyla Sürdürülebilir Biyokütle Kullanımı Projesi" kapsamında geçen yıl Çine Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) özel bir firma tarafından 73 bin metrekarelik alan biyokütle enerji tesisi kuruldu.
Hasat sonrası tarlada kalan pamuk, mısır çubukları ve endüstriyel orman sahalarından elde edilen ağaç kökleri gibi artıklar kullanılarak elektrik üretilen tesiste, 1 saatte yakılan 18,75 ton artıktan elde edilen 13,6 megavat elektrik ana şebekeye veriliyor. Bu rakam, yaklaşık 75 bin hanenin ortalama saatlik elektrik tüketimine denk geliyor.
Tesiste kullanılan sular dönüştürülerek tekrar kullanılırken, yakma işlemleri sırasında ortaya çıkan su buharının OSB'deki diğer üretim tesislerinin kullanımına sunulması için buhar şebeke hattı kurulma çalışmaları ve yakılan artıklardan ortaya çıkan küllerin değerlendirilmesi için de laboratuvar çalışmaları sürdürülüyor.
"Biyokütle, ülkemizin enerji, elektrik üretimi açığına bir katkı"
Biotrend Enerji Biyokütle Santralleri Yatırım ve İşletme Direktörü Zafer Çelik, 11 ilde 18 yenilenebilir enerji tesisleri bulunduğunu belirterek gazlaştırma ve biyokütle artıklarının yakılması olmak üzere 2 farklı alanda elektrik ve enerji ürettiklerini söyledi.
Fosil yakıt kullanarak elektrik üretiminin kaynaklarının sınırlı olduğunu ifade eden Çelik, "Bu nedenle yenilenebilir enerji, artık dediğimiz atıl durumdaki ürünlerin ekonomiye geri kazandırılması ve çevre kirliliğinin önlenmesi açısından biyokütle tesisi bizi çok heyecanlandırdı. Bunun finansal anlamdaki getirisi ve bu işi yaptığınız zaman alacağınız zevk ve heyecan bizi biyokütle yatırımlarına itti." dedi.
TAGEM'in özellikle tarım artıklarının enerjiye dönüştürülmesi sürecinde buhar kullanan tesislere, fosil yakıt kullanımı yerine tarımsal artıkların kullanılarak enerji elde edilmesi noktasında hibe ve destek programları açıkladığına değinen Zafer Çelik, şöyle devam etti:
"Şirket olarak bunları takip ettik. Bu tarımsal artıklar hasat sonrasında tarlada kalıyor, anız yakımı şeklinde de çevreye, doğaya, toprağa zarar veriyor. Bunların ekonomiye kazandırılması şeklindeki projelere bu hibelerin veriliyor olması ve bizim de çevre duyarlılığımız doğrultusunda ortak çalışma fikri oluştu. TAGEM'de faaliyetimiz Aydın'daki tesisimizde devam etmekte. Başka projelere de biz şirket olarak destek olmaktayız. Kendileriyle beraber projeler üreterek bu tarımsal artıkların enerjiye dönüşümüyle ilgili çalışmalarımız devam ediyor."
"Atık demeye kıyamıyoruz çünkü bizim için bu bir değer"
Biyokütlenin enerji yolculuğu hakkında bilgi veren Çelik, "Bu tarımsal artıklar hasat sonrasında topraktan düzgün bir şekilde toplanarak balyalanıyor. Sonrasında bu balyalar stok sahasına getirilerek, yakma teknolojilerine uygun şekilde hazırlanıyor, en verimli şekilde yakılıyor. Bir sonraki adımda da buhar türbininde buhar enerjisi mekanik enerjiye, elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Ürettiğimiz elektriği daha sonra şebekeye vererek tüm tüketicilerin hizmetine sunuyoruz." diye konuştu.
Geçtiğimiz yıllarda dış kaynaklı doğal gaz kesintileri nedeniyle enerji tedarikinde sıkıntı yaşanırken kendi tesislerinin bulunduğu Çine OSB'ye elektrik sağladıklarını ve bu sayede üretimde kesinti yaşanmadığını bildiren Çelik, şunları söyledi:
"Bu, ülke olarak da güçlü hissetmemizi sağlıyor, doğal gaz ya da bir petrol ürününe bağlı olmadan biyokütle santralini devreye alabiliyor, işletebiliyor, elektriğinizi üretebiliyorsunuz. Bu tür yatırımların önünün açılması veya teşviklerle devam etmesi önem arz ediyor."
Suyu arıtarak tekrar kullanıyorlar
Biyokütleden elektrik üretimi sırasında ortaya çıkan su buharının kullanımı konusunda da çalışmalar yürüttüklerine dikkati çeken Çelik, "Buradaki işletmeciler ilave bir yatırıma ihtiyaç duymadan, kendi tesisine bir kazan almadan, personel ihtiyacı duymadan, nasıl şebekeden suyu kullanıyorsa, buradaki bir buhar şebekesi sayesinde yenilenebilir enerjiden üretilen bir buhara sahip olacak. Biz olmasaydık bunu fosil yakıtların yakılmasıyla elde etmek zorunda kalacaklardı. Bu da hem çevre kirliliği, hem kaynak kullanımı demek." ifadelerini kullandı.
Kullandıkları biyokütle ürünlerinin organik ve inorganik bileşenler içerdiğini belirten Çelik, tarımsal orman artıklarının küllerinin ciddi oranda gübre olarak değerlendirme potansiyeli barındırdığını, uçucu küllerin beton santrallerinde katkı maddesi olarak değerlendirilebilecek nitelikte bileşenlere sahip olduğunu dile getirdi.
Bu alanda çeşitli çalışmalar yürüttüklerinin altını çizen Çelik, "(Gübre olarak kullanmak mı, beton santrallerinde değerlendirmek mi daha verimli olacak?) Bu yöndeki çalışmalarımız devam ediyor." dedi.
Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
"Su kaynaklarımız sınırlı. Tesisimizde kullanılan tüm suları toplayıp arıtarak geri kullanıyoruz. Tamamen nötr bir denge içinde fayda sağlamaya çalışıyoruz. Bu da bizi hem mutlu ediyor, hem de heyecanlandırıyor. Ülkemizdeki mevcut biyokütle santrallerindeki dostlarımızla, onların yöneticileriyle sürekli temas halinde olmakla beraber, 'Ülkemiz için daha fazla nasıl geliştiririz, nasıl verimli oluruz?' konularında da iş birliğimiz var."
Proje hakkında
TAGEM ve UNIDO iş birliğiyle yürütülen "Türkiye Ekonomisinin Yeşil Büyüme Yolunda Kalkınmasını Desteklemek Amacıyla Sürdürülebilir Biyokütle Kullanımı Projesi" 2018 yılında hayata geçti.
İklim değişikliğiyle mücadele çerçevesinde şekillenen projede; gıda, yem olmayan ve hiçbir şekilde değerlendirilmeyen tarımsal artıkların biyoenerji dönüşümünün sağlanarak ekonomiye kazandırılması ve elde edilen enerjinin tarımsal gıda sanayisinde kullanılması hedefleniyor. Bu kapsamda enerji içerikleri kilogramda 3 bin 700 ile 4 bin 300 kalori arasında değişen, çoğunlukla anız olarak yakılan tarımsal artıklar, projede kullanılacak ana hammaddeler olarak belirlendi.
Projeyle; tarımsal artıklarının tedarik zinciri oluşturularak ekonomik değer kazanması, modern biyoenerji projelerinin desteklenmesi, biyoenerji tesislerinin sayılarının artması için yasal düzenlemelerin oluşturulması, biyoenerji konusunda etkin rol oynayacak paydaşların bilgilendirilmesi, pazarın etkinleştirilmesi ve projenin amacına uygun biçimde yürümesinin sağlanması için takibi ve değerlendirilmesiyle cinsiyet eşitliğini ön planda tutan ek istihdam fırsatlarının sağlanması hedefleniyor.
Proje kapsamında bugüne kadar farklı illerdeki 11 pilot enerji ve tedarik firmasına destek sağlanarak 2,4 milyon dolarlık hibe verildi.