30 Kasım 2018 10:06
TRT ile Kastamonu Üniversitesi iş birliğiyle, "TRT Akademi Söyleşileri" kapsamında gerçekleştirilen program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
TRT Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu, yaptığı konuşmada, Kastamonu'nun "2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti" olduğunu hatırlattı.
Durdu, kitle iletişim araçları varlığını devam ettirdiği ve insanlar arasındaki iletişim var olduğu müddetçe sinemanın hem bir sanat hem de bir iletişim aracı olarak varlığını sürdüreceğini söyledi.
Her sanatın kendine has dokunulmamış, el değmemiş, insanı içine alan yönünün bulunduğunu ifade eden Durdu, "Sinema bambaşka bir şey, büyülü bir dünya. İsteseniz de o dünyaya dalmamaktan kendinizi alıkoyamazsınız. İsteseniz de bir sinema filminin fragmanından etkilenmemek elinizde değil." diye konuştu.
"Sinema, televizyon yayıncılığının da oturmuş olduğu ana eksenlerden birisidir. Biz televizyon yayıncılığımızı büyütmek, insanların gözünde daha cazip hale getirmek istiyorsak sinemayla daha fazla iç içe olmak zorundayız." diyen Durdu, şöyle devam etti:
"Dramanın, dizilerin, televizyon filmlerinin, sinemanın olmadığı bir ekran cazibeden uzak bir ekran. İzleyiciyi tutamazsınız. 24 saat haber vererek izleyiciyi muhafaza etmenin imkânı yok. Günümüzde kitle iletişim araçlarındaki teknolojik hız, değişim, gelişim televizyonu dezavantajlı bir duruma getirmiştir. Böyle bir ortamda ekranı cazip halde tutmak, seyircimizi ekranın önünde muhafaza edebilmek, nitelikli sinema filmleri, sinema eserleriyle mümkün. TRT kurumu olarak sinema yatırımlarına önem veriyoruz. Bir taraftan da film festivallerini destekliyoruz."
Sinema filmlerini desteklediklerini anlatan Durdu, sektörün büyümesiyle nitelikli ve kaliteli eserlerin sayısının artacağına dikkati çekti.
Sinema ve televizyon dizilerinde hikâyenin ön plana çıktığına işaret eden Durdu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hikâyeniz varsa iyi bir filminiz var. Hikâyeniz varsa o diziyi izlettirebilirsiniz. Hikâyeniz varsa adamsınız, insansınız. Hikâyeniz yoksa herhangi bir nesneden, herhangi bir varlıktan farkınız yoktur. Sovyetler döneminde çok katı duvarlarla birbirinden ayrıştırılan Türk dünyasıyla çok şükür bugün bir aradayız. Sürekli gidip geliyoruz. O bölgeye yayın yapan TRT Avaz kanalımız var. Orada bazı ülkelerin kendi ana kanallarından daha fazla izleniyor. Türk dünyasıyla yapacağımız çok şey var. Bu yakınlaşma süreci, bu iç içe olma süreci yeni başlamış durumda ama tarihten gelen öyle büyük değerlerimiz var ki.
Kitle iletişim araçları, habercilik, gazetecilik ve televizyonculuk, günümüzde kültürleri, milletleri birbirlerine yaklaştıran en kestirme mecralardır. Yakınlaşmak, birbirimizi anlamak, birbirimizi büyütmek, birbirimizi tamamlamak için bu araçları kullanmamız, bunlardan faydalanmamız lazım. Sinema da bunun en güzel, en yumuşak sanat dalı. Ne kadar çok iş yaparsak, birbirimize ait olan şeyleri ne kadar fazla perdelere, ekranlara taşırsak birbirimize o kadar yakınlaşırız."
Kastamonu Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Çetin de son yıllarda sinemanın öneminin arttığını söyledi.
TRT'nin güzide bir kuruluş olduğunu belirten Çetin, "Bugün biz yayıncılık alanında önemli işleri yapabiliyorsak TRT'nin çok büyük yeri ve önemi var." dedi.
Programda Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Ömer Özdenören ile Kırgizistan Sinema Birliği Başkanı Taalaibek Kulmendeev, Özbekistan Sanat Kurulu Başkanı Feruza Turakhujaeva ve Kazakistan Khabar Ajansı Belgesel-Siyasi Programlar Başprodüktörü İskakh Yegemberdiyev de konuşma yaptı.
Anahtar Kelimeler: TRT, Kastamonu Üniversitesi, TRT Akademi Söyleşileri, Erkan Durdu, Prof. Dr. Muharrem Çetin,