14 Kasım 2021 13:09
Türk İslam Araştırmaları Merkezi Başkanı ve Hazar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Telman Nusretoğlu: - "Bundan sonra Türk devletleri ortak eğitim programlarını, sermayenin Türk dünyasında serbest dolaşımını ve ortak yatırımları gündemlerine alacaklardır. Elbette bir gün pasaportsuz ve vizesiz rejimin uygulandığı 'Türk Dünyası vatandaşlığını' da konuşmaya başlayacağız"
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) Devlet Başkanları 8. Zirvesi'nde alınan kararlar, Azerbaycanlıları memnun etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde, 12 Kasım'da İstanbul'da gerçekleştirilen Türk Konseyi Devlet Başkanları 8. Zirvesi Azerbaycan'da yakından takip edildi.
Türk Konseyi'nin "Türk Devletleri Teşkilatı" adını alarak daha güçlü kurumsal yapıya sahip olması, "Türk Dünyası 2040 Vizyonu"nun kabul edilmesi ve Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e Karabağ Zaferi dolayısıyla "Türk Dünyası Ali Nişanı"nın takdim edilmesi Azerbaycan'da olumlu karşılandı.
Azerbaycanlı siyasetçiler ve aydınlar, Türk dünyasının bundan sonra daha da güçleneceğini, ülkeler arasında entegrasyonun 'Türk Dünyası vatandaşlığı'na varıncaya kadar pekişeceğini düşünüyor.
Vatandaş Hemreyliyi Partisi Genel Başkanı Milletvekili Sabir Rüstemhanlı, yaptığı açıklamada, önemli kararların alındığı Zirve'yi "Türk dünyası tarihinde yeni dönemin başlangıcı" şeklinde nitelendirdi.
Rüstemhanlı, Türk devletlerinin Sovyetlerin dağılmasının ardından adım adım bu günlere geldiğini belirterek, Özbekistan'ın tam, Türkmenistan'ın ise gözlemci üye olmasıyla Türk Devletleri Teşkilatının güçlü bir kurumsal yapıya büründüğünü vurguladı.
Türk Devletleri Teşkilatının kardeş ülkelerin katımıyla gelecekte daha sıkı iş birlikleri için umut doğurduğunun altını çizen Rüstemhanlı, "Artık Türk devletleri arasında birlik kurulmasının önü açıldı. Buna Turan Birliği de diyebiliriz. Gelecekte askeri, ekonomik ve kültürel bir birliktelik yapısı kurulabilir. Zirvede tüm bunların ana hatları çizildi." ifadelerini kullandı.
Rüstemhanlı, Cumhurbaşkanı Aliyev'e "Türk Dünyası Ali Nişanı"nın takdim edilmesini ise "Bu da Karabağ zaferinin sadece Azerbaycan'da değil diğer Türk devletlerinde de takdirle karşılandığını göstermektedir." dedi.
Türk devletleri arasındaki iş birliği ve entegrasyonun hızlanacağını söyleyen Rüstemhanlı, "Artık ortak alfabe, ortak dil konuları konuşuluyor. Türk dünyası zengin edebiyat ve tarihe sahip bir coğrafya. Avrasya'nın kalbidir. Dünya kültürüne ciddi etkileri olan bölgedir. Bölgenin zengin servetinin bölge ülkelerine kalması, diğer yabancı ülkelere yem olmaması için Türk devletlerinin birliği büyük önem taşıyor. Güçlü ve etkin Türk birliği artık hayal değil. Zirvede bu teyit edildi." şeklinde konuştu.
"'Türk Dünyası vatandaşlığını' da konuşmaya başlayacağız"
Türk İslam Araştırmaları Merkezi Başkanı ve Hazar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Telman Nusretoğlu da giderek küreselleşen dünya gerçeğinin, Asya'nın artan siyasi ve ekonomik çekiciliği ile yeniden canlanan İpek Yolu'nun Türk devletlerinin daha yakın entegrasyonu için yeni fırsatlar sunduğunu belirtti.
Nusretoğlu, Türk devletleri arasındaki birliğin, Avrasya'nın en eski ve en uzun ömürlü imparatorluklarını kurmuş Türk dünyasının bölgesel ve küresel risk ve tehditleri aşması açısından gerekli hale geldiğini vurguladı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in, "Türk devletleri birbirlerinin doğal müttefikleridir" sözlerini hatırlatan Nusretoğlu, İstanbul Zirvesi'nde doğal müttefiklerin stratejik ittifaklarının oluşması yönünde önemli adımların atıldığını ve gelecek planlarının dünyaya duyurulduğunu kaydetti.
Nusretoğlu, İlham Aliyev'in Karabağ Zaferi dolayısıyla "Türk Dünyası Ali Nişanı" ile ödüllendirilmesinin Türk devletlerinin Azerbaycan'a açık göstergesi olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
"Türkiye ile Azerbaycan kardeşliğinin elde ettiği bu zafer, Türk dünyasının birliğine çok olumlu etki etmiştir. Özbekistan Cumhurbaşkanı'nın önerisiyle Türk Yatırım Fonu'nun kurulmasına yönelik çalışmaların hızlandırılması, genel merkezin tarihi bir binada açılmasına paralel olarak teşkilatın isminin değiştirilmesi önemli mesajlar içeriyor. Bundan sonra Türk devletleri ortak eğitim programlarını, sermayenin Türk dünyasında serbest dolaşımını ve ortak yatırımları gündemlerine alacaklardır. Elbette bir gün pasaportsuz ve vizesiz rejimin uygulandığı 'Türk Dünyası vatandaşlığını' da konuşmaya başlayacağız. Hala gitmemiz gereken uzun bir yol var."