13 Ekim 2020 11:54
Azerbaycan ile Ermenistan arasında imzalanan ‘ateşkes’ sahaya henüz tam olarak yansımadı. İşgalci Ermenistan güçlerinin ateşkes döneminde dahi Azerbaycan’daki sivil hedefleri vurması ve masumları katletmesi gelecek dönemlerde işin diplomasi yerine askeri seçenekle çözülmesi ihtimalini her geçen gün daha da güçlendiriyor.
Ermeni güçlerin Azerbaycan’a saldırılarının başladığı andan itibaren çok net bir şekilde ‘Kardeş ülke Azerbaycan’ın yanındayız’ mesajını veren Türkiye, bu söylemini askeri sistemleri de Bakü yönetiminin emrine vererek somutlaştırdı.
Yüzde 18 binin üzerinde artış var
Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz, bu süreçte iki ülke arasındaki savunma ve havacılık sanayii alımlarının dikkate değer olduğunu açıkladı.
1 Ocak-30 Eylül 2020 tarihlerinde Türkiye ile Azerbaycan arasında 123 milyon doların biraz üzerinde savunma sanayii alım anlaşması yapıldığına dikkat çeken Oğuz, bu rakamın 2019’a göre yüzde 493 artış gösterdiğini söyledi.
1-30 Eylül 2020 tarihleri arasında Ankara-Bakü arasındaki savunma sanayii alım anlaşmalarının 77 milyon 167 bin dolara ulaştığı bilgisini paylaşan Oğuz, “Bu rakam 2019 yılına göre yüzde 18 bin 274 artış anlamına geliyor” şeklinde konuştu.
İhracat verileri jeopolitik gerçeklerle de örtüşüyor
Turan Oğuz, Azerbaycan ile Türkiye’nin savunma sanayii alanında 2020 yılında kurduğu güçlü askeri iş birliğe işaret ederek, “Mali verilerden yararlanarak jeopolitik durumu değerlendirip tüm süreci kıymetlendirmek kullandığımız önemli bir metottur. Söz konusu ihracat verileri jeopolitik gerçeklerle de örtüşüyor” dedi.
Temmuz 2020’de Bakü'nün Ankara'dan yaklaşık 383 bin dolarlık savunma ve havacılık alımı yaptığına işaret eden Oğuz, şöyle devam etti:
“Hemen akabinde bu rakamın ağustos ile beraber yaklaşık 36 milyon, eylülde ise yaklaşık 77 milyon dolara çıktığını görüyoruz. Temmuzda Ermeni güçlerin Tovruz’u bombaladığını ve bugün devam eden savaşın da 27 Eylül’deki büyük çatışmalarla başladığını hatırlamakta fayda var.
Tabi ki Türkiye ile Azerbaycan arasında askeri iş birliği uzun yıllardır sürüyor. Ancak Haziran 2020’de Azerbaycan Savunma Bakanı verdiği bir demeçte ‘Süreç olgunlaştı’ dedi. Bu açıklamanın rakamlara yansımasını da görüyoruz.”
Türkiye’den kritik destek
Yakın zaman öncesinde Türkiye’nin Azerbaycan’a askeri alanlarda kullanılmak üzere 200 milyon TL değerinde mali yardım kararı aldığını ve her iki ülkenin sorumluları tarafından bu anlaşmanın imzalandığını anımsatan Turan Oğuz, şunları söyledi:
“Temmuz'da Ermenistan Azerbaycan'a saldırınca Rusya’nın olumsuz tutumunu gören Azerbaycan yönetimi, verilerden de görülen o ki, Temmuz 2020’de hızlıca Türkiye’ye başvurdu. Çünkü tehdidin daha da artacağını gördü. Azerbaycan bu noktada Türkiye ile ilişkilerini hızlandırdı ve Ankara da ‘kardeş ülke’ olmanın gereğini hızlıca yerine getirerek elindeki tüm imkanları sonuna kadar açtı.
Bu süreçte Temmuz'daki 383 bin dolarlık ihracatın Ağustos'ta büyük bir sıçrama ile 36 milyon dolar seviyesine çıkması da bunu destekliyor. Belli ki Bakü için ‘acil durum’ senaryoları uygulamaya konulmuş. Her iki ülkenin kurmaylarının taktik planlar üzerinden toplantılar yapıp, öncelikler belirleyip, olası bir 'acil ihtiyaç listesi’ yapmış olması mümkün. Zaten hemen ardından da Eylül ayında 36 milyon dolarlık ihracat rakamının 77 milyon dolara fırlaması bunun bir göstergesi. Bu rakam ekimde daha da artabilir."
Türk SİHA’ları ve çeşitli mühimmatlar sahada
Turan Oğuz, Türkiye’den Azerbaycan’a Bayraktar TB2 satışı gerçekleştiğini, bunun yanı sıra Azerbaycan Savunma Bakanlığının yayınladığı görüntülerde çok sayıda MAM-L ve MAM-C gibi Türk malı akıllı mühimmatların kullanıldığının da anlaşıldığını söyledi.
“Çatışmalar sırasında Azerbaycan ordusunun sıkça çok namlulu roket atarlar (ÇNRA) kullandığını da görüyoruz. Bu kapsamda Azerbaycan'ın önceki yıllarda Türkiye'den temin ettiği 122 mm ve 300 mm ÇNRA, roket ve hassas güdümlü füzelerin kullanılması da çok olası” diyen Oğuz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Azerbaycan’a ayrıca dronesavarlar verdiğimizi de biliyoruz, askeri törenlerde bunları görmüştük. Kaldı ki Ankara kararlılıkla ‘Bakü bizden ne isterse vermeye hazırız’ dedi. Ben, güçlü elektronik harp ekipmanlarının dahi verilmiş olabileceği kanaatindeyim."
Küçük bir ‘Türkiye Ordusu’ kurma beyanı boşuna değil
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in yakın zamanda yaptığı ‘Biz de Türk Ordusu'nun daha küçük bir modelini kuruyoruz’ açıklamasını da çok iyi okumak lazım. İki ülke arasında zaten uzun süredir devam eden bir iş birliği var. Askeri eğitimler, Türk sistemlerinin orada kurulması, iki ülkenin savaş pilotlarının tatbikatlarda birbirlerinin savaş uçaklarını kullanması gibi çok önemli adımlar atıldı.Türkiye; aynı anda 4, hatta iç güvenlik de dahil 5 farklı noktada operasyon icra ediyor. Buna rağmen kardeş ülke Azerbaycan'a tüm imkanlarını tereddütsüz, hemen açtı. Bu hususun atlanmaması lazım.
Önemli bir nokta daha var ki, Azerbaycan’a satılan ürünler yine Azerbaycan ordusu personelince kullanılıyor. Onlar bu kabiliyete fazlasıyla sahipler, yardıma ihtiyaçları yok.
İşgalci Ermeni yönetiminin dünya kamuoyunda tersi yönünde yapmaya çalıştığı kara propagandaya karşı dikkatli olunmalı.”