02 Ocak 2021 12:14
Kovid-19 salgınının tüm dünyada insanlar arasındaki ilişkilerin gelişmesinde belli duraklamalara yol açtığını ifade eden Yazgan, bu zorluklara rağmen Gürcistan ile Türkiye'nin iş birliğinin yoğun geçtiğini belirterek "Türkiye ile Gürcistan aynı sınırı paylaşıyoruz, coğrafya olarak çok yakınız. Avrupa ile Asya arasındaki tedarik zincirinin en önemli noktalarındayız. Salgın döneminde pek çok konuda bizim ilişkilerimizde aslında yoğunluk yaşandı." dedi.
İki ülkenin, iki toplumun tarihi olarak direnç üzerine kurulu bir kültüre sahip olduğuna dikkati çeken Yazgan, salgın döneminde de birbirine somut dayanışma gösterdiklerini ifade ederek, "Türkiye ve Gürcistan, stratejik ve dost ülkeler olarak 2020’de insani yardımlaşma ve dayanışma konusunda iyi bir sınav verdi. Komşuluğun gereğini yaptık diye düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Salgın döneminde Gürcistan'da birçok aileye yardım ulaştırıldığını belirten Yazgan, "Türk iş dünyası, TİKA, Türk Kızılay, Türkiye’den burada yatırımı olan iş dünyasının temsilcileri de dahil olmak üzere Türk toplumu, Gürcistan’da Gürcü akrabaları, komşuları, dostları ve hiç tanımadıklarıyla birlikte bir dayanışma ruhuna girdi. İşsiz kalan, aşsız kalan, en zayıf konumundaki ailelere bu yardımlarımız ulaştı." ifadelerini kullandı.
Bu süreçte, Türkiye ile Gürcistan arasında sağlık alanında da yeni dinamiklerin oluştuğunu, bu yıl iki ülke sağlık bakanlıkları arasında bir iş birliği protokolünün imzalandığını hatırlatan Yazgan, "Gürcistan makamlarıyla Türk makamları pragmatik, ilkeli, ihtiyaçları gören öncelikleri olan bir iş birliği modelini geliştirdiler." dedi.
Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan arasındaki diyalog bölgeye katkı sağlıyor
Türkiye’nin, Gürcistan'ın NATO üyesi olan tek sınır komşusu olarak ülkenin toprak bütünlüğüne desteğini sürdürdüğünü belirten Yazgan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Güvenlik alanındaki ilişkilerimize baktığımız zaman bence Karadeniz ve Hazar hafızasındaki Türkiye ve Gürcistan, Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan iş birliğinin, diyaloğunun bölgedeki istikrar ve barışa katkısını bir kez daha gördük. Nitekim Türkiye, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne verdiği destek gibi Gürcistan’ın da toprak bütünlüğüne ve egemenliğine verdiği desteğini somut bir şekilde yürütmekte."
Ülkeler arasındaki askeri ve güvenlik alanında gittikçe gelişen iş birliğine değinen Yazgan, Türkiye ve Gürcistan hükümetleri arasında imzalanan Askeri-Mali İşbirliği Anlaşmaları çerçevesinde Milli Savunma Bakanlığı tarafından Gürcistan'a kısa bir süre önce zırhlı iş makineleri, otobüsler ve çeşitli aparatlar hibe edildiğini hatırlattı.
Türkiye için Karadeniz güvenliği açısından Gürcistan, Ukrayna ve Azerbaycan ile ilişkilerin sürekli güçlendirilmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Yazgan, "Bu bağlamda, Gürcistan’la askeri alanda, savunma sanayi alanında ilişkilerimizin daha da gelişebileceğini ümit ediyoruz." dedi.
Bu yıl Dağlık Karabağ’da Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan çatışmaları anımsatan Yazgan, her iki ülkeye sınır komşusu olan ve Azerbaycan ile Ermeni asıllı vatandaşların yaşadığı Gürcistan’ın, jeopolitik olarak hassas bir siyaset yürütmek zorunda kaldığını kaydederek, Gürcistan’ın bunu başardığını söyledi.
Türkiye ve İslam karşıtı propaganda sürüyor
Gürcistan'da bu yıl boyunca yine Türk ve İslam karşıtı propagandaların sürdüğünü dile getiren Yazgan şunları kaydetti:
"Türkiye ile Gürcistan arasındaki ilişkilerin her alanda gelişmesinden rahatsızlık duyan çevreler var. Türk ve İslam düşmanlığı diyebileceğim, karşıtlığı diyebileceğim bir ideolojik çerçevede Türk-Gürcü ilişkilerini hedef alındığını gördük."
Yazgan, sosyal medya veya diğer kaynakları kullanan bazı fırsatçı ve siyasi güçlerin, "Kars Antlaşması'nın 2021'de 100. yılına gireceği, böylece anlaşmanın süresinin dolacağı ve bundan sonra Türkiye’nin, Gürcistan’da Acara bölgesinde bir hak iddia edebileceği" gibi bazı yalan söylentiler ortaya çıkararak ikili ilişkilere zarar vermeye çalıştıklarını belirtti.
FETÖ'nün de Türkiye karşıtı propagandada yer aldığına dikkati çeken Yazgan, "Türkiye karşıtlığını burada kışkırtan dış çevreler olduğu gibi Gürcistan’da hala bir miktar kalıntısı da olsa mevcut FETÖ iltisaklı kuruluşlar, çevreler var. Bunlar da Gürcistan’da, Türkiye ile ilgili mevcut bilgi eksikliğini ve özelikle sosyal medyanın getirdiği sınırsız ve sorumsuz haber anlayışını istismar ediyorlar. Bunu görüyoruz zaman zaman. Geçmişe göre daha az ama var." şeklinde konuştu.
Bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, Türk ve İslam düşmanlığının, 2020'de genel seçimlerin yapıldığı Gürcistan’ın iç siyasetinde de kullanılmaya çalışıldığının görüldüğünü kaydeden Yazgan, "Gene buna en güzel cevabı Gürcistan kendisi verdi. Gürcistan Merkezi Seçim Komisyonu, Türkiye karşıtlığı üzerine kurulu bir seçim kampanyasının nefret söylemleri içerdiğini söyledi." dedi.
2021'de de söz konusu propagandalara karşı çalışmaya devam edeceklerini belirten Yazgan, "Dolayısıyla 2021 yılında bir yandan Kovid-19 salgınının yol açtığı ve açabileceği sosyal sorunları çözmeye çalışacağız ama 2021 yılında bence önümüzdeki hedeflerden biri Gürcistan ile Türkiye’nin iş birliğini açıkça hedef alan bu fırsatçılarla mücadele olacak, öyle gözüküyor." şeklinde konuştu.
Toplumlar arasındaki ilişkilerin 2021'de daha da geliştirilmesi için önemli adımların atılacağını dile getiren Yazgan, Türkiye'de Gürcistan'ın, Gürcistan'da da Türkiye'nin henüz tam olarak bilinmediğini kaydederek, Türklerin ve Gürcülerin her iki ülkenin zengin değerlerini keşfetmeye devam etmeleri gerektiğini vurguladı.
Salgına rağmen Türk yatırımları devam etti
Ajara Textile, Koç Kablo ve ENKA gibi Türk şirketlerinin, bu yıl Gürcistan'da binlerce kişiye istihdam sağlayacak projelerde yatırım yaptıkları bilgisini paylaşan Yazgan, ENKA'nın 700 milyon dolar değerinde 433 Megavat kurulu güce sahip Namakhvani hidroelektrik santralı (HES) kurmaya başladığını kaydederek, "Doğrudan bir yabancı yatırım olarak bakıldığında ENKA, burada bu sene Türkiye’den en önemli yatırımı yapmış oldu." ifadelerine yer verdi.