21 Şubat 2021 16:52
Rusya'da Şubat Devrimi sonrasında 1918'de bağımsızlığını ilan eden Ukrayna Halk Cumhuriyeti'ndeki ilk Türk Sefiri Ahmet Muhtar Bey, Eylül 1918-Şubat 1919 döneminde Kiev'de görev yaptı.
Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu ile Ukrayna Halk Cumhuriyeti birbirini tanıdı ve karşılıklı olarak diplomatik temsilcilik açtı.
Dönemin Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko'nun katılımıyla 2018'de İstanbul'da Ukrayna Halk Cumhuriyeti'nin faaliyet gösterdiği binaya, Türkiye'nin Kiev Büyükelçiliğinin gayretleriyle de Şubat 2020'de Ukrayna'daki ilk Türk diplomatik temsilciliğinin bulunduğu binanın duvarına hatıra plaketi yerleştirildi.
"İlişkilerin bugünkü seviyesi bir tesadüf değil"
Türkiye'nin Kiev Büyükelçisi Yağmur Ahmet Güldere, yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın 1918-19 döneminde bağımsızlığını ilan ettiğini, Ukrayna Halk Cumhuriyeti adında bir ülke olduğunu hatırlatarak akabinde Osmanlı İmparatorluğu ile Ukrayna Halk Cumhuriyeti arasında karşılıklı diplomatik temsilcilik açıldığını söyledi.
Bu konuda karşılıklı arşivlerde muhtelif kaynakların tarandığını belirten Güldere, çalışmalar neticesinde Osmanlı'nın diplomatik temsilciliğinin hangi binada faaliyet gösterdiğini tespit ettiklerini kaydetti.
Güldere, bu binaya bir plaket çakılmasının iki ülke arasındaki ilişkiler arasında yeni bir adım olacağını Ukrayna makamlarına anlattıklarını ve projenin onaylandığını vurgulayarak şöyle devam etti:
"3 Şubat 2020'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kiev ziyareti akabinde 4 Şubat'ta Devlet Arşivleri Başkanımız Prof. Uğur Ünal ile plaketin açılışını yaptık. Bu plaketi çakarken hem Ukrayna'ya hem Türkiye'ye hem de dünyaya bir mesajımız vardı; Ukrayna ve Türkiye, Sovyetler Birliği dağılınca tanışmış iki ülke değil, ilişkilerimiz daha köklü.
Bu nedenle iki ülke arasındaki ilişkilerin bugünkü seviyesi bir tesadüf değil. Ankara, bugün Kiev'e ne kadar stratejik zaviyeden bakıyorsa, Osmanlı İmparatorluğu da o dönemde Ukrayna Halk Cumhuriyeti kurulduğunda aynı stratejik derinlikle bakıyordu."
İki ülke arasındaki etkileşimin resmileştiği ilk aşamanın temsilciliklerin açılışı olduğuna işaret eden Güldere, "Türkiye ile Ukrayna ilişkileri, bugün 5 milyar dolar ticaret hacmi olan, karşılıklı 2 milyon turistin ziyaret ettiği bir seviyeye dönüşmüşse, bunun arka planını hissettirmek istedik." dedi.
Güldere, "İnsanların plaketi incelediğini memnuniyetle izliyorum. Hatta birkaç kez Türk turistlerin fotoğraf çektirdiğini gördüm, bu da harcadığımız emeğin karşılığını vermiş oldu." ifadesini kullandı.
"İlk diplomatik temsilcilik, ilişkiler bakımından sembolik önem arz ediyor"
Diplomasi ve Uluslararası İlişkiler Tarihi Bilim Toplumu Başkanı Üyesi Prof. İrina Matiaş, dönemin en iyi otellerinden birisi olan Palast Otel'in binasında pek çok Ukrayna devlet dairesi ve yabancı diplomatik misyonların bulunduğunu söyledi.
Osmanlı'nın Ukrayna'daki ilk diplomatik temsilciliğinin de burada bulunduğuna değinen Matiaş, "Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk diplomatik temsilciliği Ukrayna-Türkiye ilişkileri bakımından sembolik bir önem arz ediyor." diye konuştu.
Matiaş, dönemin lideri Pavlo Skoropatskiy'nin görevden çekilme mektubunu Osmanlı diplomatik temsilciliğinde imzaladığını anlattı.
Diplomatik temsilciliğin Bretsk-Litovsk Anlaşması'na dayanarak açıldığını belirten Matiaş, 48 yaşındaki Sefir Ahmet Muhtar Bey'in eski Yunanistan sefiri olduğu bilgisini paylaştı.
''Türkler plakete dokunmalı ve kendi toprağının bir parçasını hissetmeli"
Premier Palas Otel Satış Direktörü Aleksey Metelskiy de Türkiye-Ukrayna diplomatik ilişkilerinin şu an kendi otellerinin bulunduğu binanın 3. katında faaliyet veren Osmanlı İmparatorluğu'nun diplomatik temsilciliğiyle başladığını söyledi.
Skoropatskiy'nin Ukrayna'daki son günlerini Osmanlı temsilciliğinde geçirdiğini belirten Metelskiy, Güldere'nin inisiyatifiyle 2020'de otelin köşesine bir plaket yerleştirildiğini, bu sayede buradan geçenlerin binanın 100 seneden fazladır Türkiye'yle alakalı bir geçmişi bulunduğunu görebildiğini kaydetti.
Metelskiy, Ukrayna'daki Türkler arasında bu köşenin meşhur olduğunu vurgulayarak "Ukrayna'ya yeni gelen Türkler buraya gelip plakete dokunmalı ve kendi toprağının bir parçasını hissetmeli." dedi.