20 Mayıs 2021 15:02
Boğaziçi Üniversitesinden yapılan açıklamaya göre, Jeofizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayrullah Karabulut'un yürütücüsü olduğu proje, Kafkasya'daki ülkelerden yer bilimleri araştırmacılarını bir araya getirecek.
Proje kapsamında Rusya ve Ermenistan, 2007-2020 yılları arasında kaydedilmiş sismolojik verilerini Boğaziçi Üniversitesi ile paylaşacak. Veriler, Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan tarafından sağlanan açık verilerle birleştirilerek Kafkasya bölgesinin sismotektonik ve jeodinamik yapısını anlamak için analiz edilecek.
Bu ay başlayan ve 3 yıl sürmesi planlanan projede araştırmacı olarak görev alan Dr. Sezim Ezgi Güvercin, TÜBİTAK ile RFBR tarafından desteklenecek projenin ortaya çıkma nedenini şöyle anlattı:
"Kafkas Sıradağları, Avrasya ve Arabistan levhalarının çarpışması ile oluşan ana yapılardan birisi. Yüksekliği 5 bin 642 metreyi bulan 850 kilometre uzunluğundaki bu sıradağlar, Avrupa'nın en yüksek noktası. Bölgedeki deprem aktivitesini, aktif faylanmayı ve yer kabuğundaki değişimleri güvenilir şekilde gözlemleyip bu bilgileri kabuk altı jeodinamik sistem ile ilişkilendirmek gerekiyor. Ancak bölgenin coğrafi yapısındaki zorluklar ve politik ilişkilerin karmaşıklığı bu tür projelerin sıkça yapılmasını engelleyen faktörlerin başında geliyor. Ulaşımı zor bölgeleri ile arazi gözlemlerine elverişli olmayan Kafkasya'da sismoloji ve jeodezi gözlem noktalarının dağılımı da oldukça seyrek. Kafkasya için daha doğru yer modelleri oluşturmak ancak bölgedeki tüm ülkelerin sismoloji ve jeodezi verilerinin birlikte kullanılması ile sağlanabilir. Projenin çıkış noktası 'Bu verileri bir araya getirip, bölge ile ilgili bilgi eksikliğini kapatmaya nasıl yardımcı olabiliriz?' sorusu oldu."
Güvercin, Türkiye'den Boğaziçi Üniversitesinin yanı sıra Yıldız Teknik, İstanbul Teknik ve Gebze Teknik üniversitelerinden araştırmacıların görev alacağı projede, Rusya'nın lider yükseköğretim kurumlarından Lomonosov Moskova Devlet Üniversitesi ile Rusya Bilim Akademisinden 7 araştırmacının çalışacağını belirtti.
- "Birlikte çalışma kültürü oluşturmak ve kurumlar arasındaki iletişimin artmasına yardımcı olmak önemli"
Projeyle Kafkasya'daki litosferin ayrıntılı bir fotoğrafının çekileceğini, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'dan elde edilecek verilerin de kullanacağını aktaran Güvercin, araştırma sürecine ilişkin şunları kaydetti:
"Çalışma kapsamında bir araya getirilecek sismik ağ verileri yardımı ile depremlerin konumlarının iyileştirilmesi mümkün olacak. Buna bağlı olarak elde edilen veriler ve sonuçlar hem bölgedeki fayların geometrisinin hem de litosfer yapısının yüksek çözünürlüklü olarak görüntülenmesine imkan tanıyacak. Deprem kaynak mekanizma çözümleriyle de bölgedeki faylanma ve gerilme dağılımı hakkında detaylı bilgi sağlayacağız. Bu bulgular, yeni GNSS hız alanından elde edilen bulgularla değerlendirilerek yüzey-derin deformasyon ilişkisini daha iyi anlamamızı sağlayacak."
Güvercin, araştırma kapsamında Rusya'nın kapalı olan jeodezi verilerini ilk defa Türkiye ile paylaşacağını belirterek, şu bilgileri paylaştı:
"İki ülkenin sismoloji ve jeodezi verileri birleştirilecek. Rusya aracılığıyla Ermenistan verisini de alacağız. Bilimde sınır olmayacağını düşünerek bu projeye başladık. Bir araya gelemediğimiz zamanlarda bile bu ülkelerdeki araştırmacılar arasında gözlemler ve fikirler zaten paylaşılıyordu. Bölge uzun zamandır gerginliklerin ve sıcak çatışmaların yaşandığı bir iklimin içerisinde. Birlikte çalışma kültürü oluşturmak ve kurumlar arasındaki iletişimin artmasına yardımcı olmak önemli. Proje sürecinde iki adet ziyaret planladık. Rusya'daki 7 araştırmacı Türkiye'ye gelecek. Türkiye'den 7 araştırmacı da Rusya'yı ziyaret edecek. Çalışmanın sonuçlarını paylaşmak için bir toplantı düzenlenecek. Türkiye'de yapılacak bu toplantıda Kafkasya'daki tüm ülkelerden araştırmacıların bir araya getirilmesi hedefleniyor."