28 Aralık 2021 11:36
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Gürcistan Başbakanı İrakli Garibaşvili'yi kabul etmesi başta olmak üzere, yıl boyunca gerçekleştirilen karşılıklı üst düzey ziyaretler, hemen her alanda devam eden ikili ilişkilerin daha da güçlenmesini sağladı.
Erdoğan ve Garibaşvili'nin, Ankara'da 1 Haziran'da,Türkiye-Gürcistan arasındaki ticaret hacminin 1,5 milyardan 3 milyar dolara kadar artırılmasına yönelik yaptığı açıklamalardan sonra bu yönde ilgili bakanlıklar arasında yoğunlaşan çalışmalar, Tiflis'te 23 Aralık'ta yapılan Türkiye-Gürcistan Serbest Ticaret Anlaşması 13. Ortak Komite Toplantısı ile devam etti.
İki ülke arasında turist sayısında artış yaşandı
Türkiye'nin Tiflis Büyükelçisi Fatma Ceren Yazgan, iki ülke arasındaki ilişkilerde bu yıl yaşanan gelişmeleri, AA muhabirine değerlendirdi.
Yazgan, Türkiye-Gürcistan arasında karşılıklı turist sayısının arttığını; salgın şartlarının hafiflemesiyle Türk Hava Yolları (THY) ile Pegasus Hava Yollarının Gürcistan'a sefer sayılarının fazlalaştığını söyledi.
Özelikle Türkiye'den Gürcistan'a gelen ve ülkenin doğası ve kültürel alanlarını merak eden turist sayısının artmaya başladığını aktaran Yazgan, "Aynı şekilde Gürcistan'dan da Türkiye'ye rekor düzeyde turist gitti." dedi.
Erdoğan ile Garibaşvili’nin görüşmesi siyasi ilişkileri taçlandırdı
Büyükelçi Yazgan, bu yıl yapılan karşılıklı üst düzey ziyaretler ile ülkeler arasındaki siyasi ilişkilerini daha da güçlendiğini ifade ederek "Siyasi olarak tabii ki ilişkileri taçlandıran bir ziyaret Gürcistan Başbakanı Sayın İrakli Garibaşvili'nin Türkiye ziyareti oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından devlet protokolü ile kabul edildiler." sözlerine ekledi.
İki liderin görüşmesinin ardından Türkiye'den Savunma, Adalet, Tarım ve Orman bakanlarının Gürcistan’da temaslarda bulunduklarını hatırlatan Yazgan, Gürcü yetkililerin de Türkiye'yi ziyaret ettiklerini belirtti. Yazgan, "Tüm bu ziyaretler hem ekonomi hem de ticari alanın dışında siyasi alanlarda da bir iletişimin geliştirilmesi ve tutumların eşleştirilmesi diyebileceğimiz bir zemin hazırlıyor." değerlendirmesini yaptı.
Dış politikada benzer beklentiler
İkinci Karabağ Savaşı'nın ardından, Azerbaycan'ın yeniden toprak bütünlüğünü sağlamasından sonraki süreçlerde bölgede hareketli dönemin yaşandığını dile getiren Yazgan, "Bu süreçte Gürcistan ve Türkiye arasındaki ilişkilerde, bölgeye ilişkin beklentilerimizin ve yaklaşımlarımızın benzediğini, benzeştiğini görmekten mutlu olduk." diye konuştu.
İki ülkenin birbirinin toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı göstererek güvenlik ve istikrarı güçlendirecek bölgesel iş birliği yaptığını ve bölgenin dışındaki ortak ülkelerden de benzer politikalar beklediklerini dile getiren Yazgan, "Her iki ülkenin de amacının bir olması, tabii işleri kolaylaştırıyor." ifadesini kullandı.
Türk menşeli ham madde ile Gürcistan'da üretilen ürünlerin doğrudan Avrupa'ya ulaştırılması
Yazgan, bu yıl karşılıklı yatırımların yapılması ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi yönünde önemli gelişmelerin yaşandığını söyledi.
Türk menşeli ham madde ile Gürcistan'da üretilen ürünlerin doğrudan Avrupa pazarlarına çıkarılması için 10 Şubat'ta Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda ilgili maddenin onaylanmasının son derece önemli olduğunu vurgulayan Yazgan, "Bu, Gürcistan ekonomisi için Türkiye'nin verdiği önemli bir destek." dedi.
Yazgan ayrıca, karşılıklı ticaretin artırılması yönünde Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demiryolu hattının daha verimli bir hale getirilmesi için uygun çalışmaları sürdürdüklerini belirtti.
Bu yıl Türkiye ile Gürcistan'ın sınırlarını belirleyen Kars Antlaşması'nın 100. yılı olduğunu, Türkiye ile Gürcistan arasında diplomatik ilişkilerin tesisinin 100. yılının kutlandığını hatırlatan Yazgan eğitim, kültür, siyaset, savunma, ekonomi ve ticaret alanlarında "Verimli bir yıl yaşadığımızı düşünüyorum." diye konuştu.
Kars Antlaşması'nın, Türkiye ve Gürcistan'a karşı propaganda için kullanılması
Kars Antlaşması'nın bu yıl 100. yılı olması nedeniyle bazı çevrelerin, Gürcistan kamuoyunda bu anlaşma üzerindeki spekülasyonlarla Türk-Gürcü ilişkilerine zarar verme girişiminde bulunduklarını ancak onlara bu fırsatın verilmediğini, bu çevrelere kendi iddialarının büyük bir yalan olduğunun gösterildiğini aktaran Yazgan, şu ifadeleri kullandı:
"Çünkü iddialar, 100. yıl itibarıyla anlaşmanın geçerliliğini yitireceği ve Türkiye'nin Gürcistan'ın toprak bütünlüğü üzerinde iddiaları gündemine getireceği yönündeydi. Tabii böyle bir şey olamazdı."
Gürcistan'da bu tür çevrelerin benzer spekülasyonlarla Türk sermayelere karşı direnç yaratma girişiminde bulunduklarını belirten Yazgan, "Bu yıl Gürcistan kamuoyunun, Kars Antlaşması'nın 100. yılında hiçbir şeyin değişmediği, Türkiye ve Gürcistan arasında karşılıklı toprak bütünlüğüne saygı ve destek ilişkilerinin, dostluk ve stratejik ilişkilerinin sürdüğünü görmesi açısından önemli bir yıldı." ifadelerini kullandı.
Bu tür propagandaların çoğunun Gürcistan'ın dışından kaynaklandığını ve buna karşı mücadelede Gürcü tarafıyla daha etkili bir iş birliği içinde bulunmak istediklerini aktaran Yazgan, "Tabii ki Gürcistan hükümetinden de iş birliği beklentilerimiz var ve bu konuda iş birliği gelişiyor ancak bu ortak çabalarımızın pekiştirilmesi gerekiyor." diye konuştu.
Türk ve Gürcü kamuoyuna gazeteden, televizyondan, sosyal paylaşım sitelerinden doğru bilgileri aktararak bu tür propagandalara karşı mücadelenin sürmesi gerektiğine dikkati çeken Yazgan, "Üçüncü tarafların veya FETÖ gibi, demokrasi, insan hakları, tarih ve din dahil her türlü değeri suistimal eden çevrelerin kötü niyetli çabalarına karşı bu çalışmalarımızı sürdürmek bizim görevimiz. Bu çabalarımıza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.