25 Şubat 2022 15:01
Avrupa, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra en büyük yıkımlardan birini Ukrayna’da yaşıyor.
Rusya’nın aylar süren Ukrayna baskısı, askeri müdahale ile birlikte bir işgale dönüşmüş durumda.
ABD ve Avrupa ülkelerinden ise Ukrayna’nın beklediği destek gelmedi. Ülkeler saldırıyı kınamaktan ve yaptırım açıklamaktan başka bir hamle yapmadı.
NATO, yeni tedbirler alınacağını açıkladı
Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının ardından NATO Daimi Büyükelçileri'ni olağanüstü toplantıya çağıran Genel Sekreter Jens Stoltenberg, "caydırıcılık ve savunma kapasitesini güçlendirmek için" yeni tedbirler alınacağını, ittifakın doğu kanadını ek birliklerle daha da güçlendireceklerini söyledi.
Rusya’yı "derhal askeri güçlerini Ukrayna'dan çekmeye" çağıran Stoltenberg, Rusya'nın uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve "bunun Rusya açısından çok büyük sonuçları olacağını" söyledi:
"Bu saldırı, BM Şartı da dahil olmak üzere uluslararası hukukun ciddi bir ihlalidir ve Rusya'nın Helsinki Nihai Senedi, Paris Şartı, Budapeşte Memorandumu ve NATO-Rusya Kurucu Senedi'ndeki taahhütlerine tamamen aykırıdır. Bağımsız, barışçı bir ülkeye karşı bir saldırı eylemi olmuştur. Rusya'yı askeri harekatını derhal durdurmaya ve Ukrayna içindeki ve çevresindeki tüm güçlerini geri çekmeye, uluslararası insani hukuka tam olarak uymaya ve ihtiyacı olan herkese güvenli ve engelsiz insani erişim ve yardıma izin vermeye çağırıyoruz."
ABD, ekonomik yaptırımlarla destek verdi
ABD Başkanı Biden ise Rusya için ağırlıklı olarak Rus bankacılık sistemini ve ekonomisini hedef alan yaptırımları açıkladı.
Yaptırımların Rus ekonomisine hem şimdi hem de zaman içinde ciddi maliyetler getireceğine dikkati çeken Biden, "Bu yaptırımları, Rusya üzerindeki uzun vadeli etkiyi en üst düzeye çıkarmak, ABD ve müttefiklerinin üzerindeki etkiyi en aza indirmek için maksatlı olarak tasarladık" dedi.
Biden, Rusya'nın dolar, euro, sterlin ve yen ile iş yapma kabiliyetini de sınırlandıracaklarını sözlerine ekledi.
"Ukrayna'ya güçlü bir yardım sunamazsanız, yarın savaş kapınızı çalacak"
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski, Batı'ya yardım konusunda bir kez daha çağrıda bulunarak, "Bize şimdi yardım etmezseniz, Ukrayna'ya güçlü bir yardım sunamazsanız, yarın savaş kapınızı çalacak" açıklamasında bulundu.
Zelenski, Münih Güvenlik Konferansı'nın "Ukrayna ve Avrupa Güvenliği ve Doğu-Batı İlişkileri ve Avrupa Güvenlik Mimarisi" başlıklı oturumundaki konuşmasında ise ülkesinin güvenlik güvencelerini aldığı Budapeşte Memorandumu’nu gündeme getirmişti.
Peki nedir Budapeşte Memorandumu?
Ukrayna, 1994 öncesi Sovyetler Birliği'nden kalanlarla dünyanın en büyük üçüncü nükleer silah stokuna sahipti. Ancak, bu gücünü Budapeşte Memorandumu ile kaybetti.
5 Aralık 1994 tarihinde Macaristan'ın Budapeşte kentinde düzenlenen AGİT konferansında Budapeşte Memorandumu imzanlandı.
Memorandum, Beyaz Rusya, Kazakistan ve Ukrayna'nın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması'na katılımıyla ilgili güvenlik güvenceleri sağlamak için imzalanan üç özdeş siyasi anlaşma olarak biliniyor.
Bu siyasi anlaşma, ilk olarak üç nükleer güç olan Rusya, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık tarafından imzalanırken diğer nükleer güçler olan Çin ve Fransa ayrı belgelerde biraz daha zayıf bireysel güvenceler verdi.
Ukrayna, nükleer silahlarından vazgeçti
Memorandum, Ukrayna, Beyaz Rusya ve Kazakistan'ın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına yönelik tehditlere veya güç kullanımına karşı güvenlik güvenceleri içeriyor.
Bunun üzerine 1994 ve 1996 yılları arasında Beyaz Rusya, Kazakistan ve Ukrayna nükleer silahlarından vazgeçmişti.