Arama Sonuçları

Programlar

Mor Menekşeler

1950-1971 yılları arasında Ankara’da geçen Mor Menekşeler dizisi, yakın arkadaş olan, henüz yirmili yaşlarının başındaki üç delikanlının hikâyesini ekrana getiriyor.

Babalarını aynı iş kazasında kaybeden Hayali Ömer, Kabadayı Akif ve Sarı Fikret kardeş gibi büyümüşlerdir. Bir kenar mahalle olan Eskitepe’de geçen hikâyede, üç genç, başta Yorgancı İshak olmak üzere, mahallelinin maddi ve manevi yardımlarıyla yetişmişlerdir.

Kavgacı ve dayanışmacı Eskitepe de, dizinin ana karakterlerinden biridir. Üç gencin delikanlılıktan kabadayılığa uzanan çarpıcı serüvenleri; aşk acısı, ihanet, zorbalık ve şiddetle harmanlanır. Ankara’nın namlı kabadayılarından Fakir Şükrü ve yeğeni Dedo ile karşılaşmaları onların kaderlerini değiştirir. Dedo, amcasının kanun dışı işlerinden edindiği serveti ve caydırıcı gücü, ticaret ve siyasetle arttırmaya çalışır. Üç Eskitepeli genç, Fakir Şükrü ile Dedo’nun hizmetine girerler. Bu yeni başlangıç, her üçünü de ahlaki ve vicdani yönden etkiler, giderek birbirlerine düşmanlık beslerler. Dizi, erkekler dünyasını temel alırken, aynı zamanda, Cevriye, Gecekuşu Sabiha, Köfte Leman, Samsunlu Hayriye, Terzi Faika Hanım gibi güçlü ve renkli kadınların hikâyelerini de anlatır.

Mor Menekşeler, Demokrat Parti’nin yıldızının parladığı dönemde geçer. O yılların siyasi iklimi, gündelik yaşamın dönüşümü, futbol ve yer altı dünyasından da  kesitler sunar.
 

Son Güncelleme: 18 Mayıs 2017 17:02

Kızıl Elma

Ünlü yapımcı Osman Sınav'ın imzasını taşıyan dizi film " Kızılelma" TRT AVAZ''da... ÜLKEN İÇİN YAŞA AŞKIN İÇİN ÖL! Urfa Ceylanpınar’da, sınırın sıfır noktasında, iki Türk askeri nöbette. Ovanın sessizliği, 200 kişilik ağır silahlı bir grubun ani saldırısıyla bozulur. İki asker, şimdi ölümle hayat, görev bilinci ile korku arasında saniyelik bir seçim yapmak zorunda. Cezalı, sorunlu ve sıradışı bir asker, Murad Altay’ın delice cesaretiyle saldırı önlenir, silahlı grup durdurulur. Şimdi Murad Altay, tüm Türkiye’de günün konusu ve haber bültenlerinin yeni gözdesidir. Murad, Ceylanpınar Devlet Hastanesi girişinde toplanan meraklı kalabalığa ve kameralara doğru yumruğunu havaya kaldırır ve haykırır: “Ülken için yaşa, aşkın için öl..!”. Murad’ın söylediği bu cümle, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT)’in İstanbul birimi başkanı Meryem Kadıoğlu’nun beyninde yankılanır. Bu genç adam kimdir, bu cümle nereden kulağına gitmiştir, tüm bu çılgınca savaşı nasıl kazanmıştır? Hızla araştırılır ve Meryem Hanım, 24 saat sonra Murad’ın karşısındadır; tereddütsüz, Murad’a hayatının teklifini yapar: MİT’e katılmak ve hayatını Türkiye’ye adamak. Murad, teklifi kabul eder. Şimdi Murad Altay, aklını, gücünü ve tüm varlığını, gözlerden uzak bu savaşa verecektir. O artık bir MİT ajanı olarak, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milletini hizmet etmeye, çıkarlarını savunmaya ve her türlü saldırıya karşı korumaya and içmiştir. Tam da Murad’ın yemin ederek Teşkilata adım attığı sıralarda, Uluslararası karanlık bir odak, hedefinde Türkiye olan tüyler ürpertici bir komploya start verir. Şimdi hem Murad, hem de Türkiye, daha önce görülmemiş bir saldırının karşısındadır. Artık kaybedilecek çok şey vardır ama kazanmak, sadece bir avuç vatanseverin ölüme karşı yürümesiyle mümkündür. Türkiye, ya korkunç bir kaosun içine yuvarlanacak, ya da bu kavgadan bir kez daha başarıyla çıkarak kendi millî amacına, kendi KIZILELMA’sına ulaşacaktır. Kızılelma, bu bir avuç “kahraman”ın özverili hayatıdır. Onlar, Türkiye'nin, büyümek ve bölgesinden yeniden adalet ve refahın merkezi olmak yolundaki bu ülke için yaşayacak, mücadele edecek ve “maceradan maceraya” koşacaklardır. Osmanlı’nın, Selçuklu’nun, Fatih Sultan Mehmet’in, Kanuni Süleyman’ın “Kızılelma” rüyası, günümüz Türkiye’sinin heyecanıyla harmanlanacak, kahramanlarımız, gelenekten aldıkları güçle geleceğe yürüyeceklerdir.

Son Güncelleme: 30 Mart 2017 15:29

Haberler

Foto Galeriler