Arama Sonuçları

Programlar

Son Destan

“Son Destan” bizi birbirimize bağlayan değerleri savunmak için savaşan bir “muhacir”in, bize kendimizi hatırlatan mücadelesinin öyküsüdür.

Bu, çevremizdeki pek çok ailenin bir köşesinden dahil olduğu bir göç hikayesidir. 2. Dünya Savaşı bitmek üzere. Dünya yıkılmış ve yeniden kurulacak.Sen neresinde yer alacaksın bu yeni dünyanın? Sonsuz fırsatlar, yozlaşan hayatlar... Ve hepsinin ortasında “Kimse beni adi bir hırsıza çeviremez!” diyen bir  "Destan"

Toprak ağaları memleketi ele geçirmiş... Buğdayı el altından tüccara satıp milleti açlığa mahkum ediyorlar. Genç nüfus “her an savaşa girebiliriz” endişesiyle askere alınmış, tarlalar ekilemiyor. Oysa Destan, ailesini yerle bir olan Yugoslavya’dan, bir “Umut Ülkesi”ne getirdiğine inanmakta. Bu umudu için bile savaşmak zorunda olduğunu fark ettiğinde, parçası olmayı reddettiği bir savaştan, toprak ağalarına karşı açtığı bir savaşın ortasında bulur kendisini.           
           
Destan’ın savaşı bir kişinin değil, bir değerin, erdemin savaşıdır. Savaş yıllarının tüm değerleri test ettiği bu yıllarda, Destan onu o yapan erdemleriyle koca dünyaya karşı yapayalnızdır. Zira öz kardeşi Halit, bu savaşta, kötülerin safında durmaya karar vermiştir. İki kardeşi ayıran, aileleri parçalayan yozlaşmadan başka bir şey değildir. Destan’ın bir toprak ağası olan Yavuz’a karşı verdiği savaş, kardeşi Halit’in de Yavuz’a katılmasıyla Destan’ın tüm değerlerini sınava tabi tutmak üzeredir.        
           
Bunca zorlu bir sınavda insan en çok insanlığı ile test edilir. Destan’ın kardeşi Halit’i kaybetmesi yetmezmiş gibi, kız kardeşi Şahsine de yüreğini kopup geldikleri Yugoslavya’da, sözlüsünde rehin bırakmıştır. Destan anavatanında yeni ve hakça bir yaşam kurmaya çabalarken, Şahsine geçmişte bir hayaletle, Osman’la birlikte yaşamaktadır. Şahsine’nin zayıf yüreği ne bunca zorluğu ne bunca özlemi kaldıracak güçtedir.
 
Peki ya Destan’ın yüreği. Destan bunca zorluk içinde, ailesini ayakta tutmaya çabalarken, haktan yana tavır alma gayretindeyken yüreğini düşünemeyeceğini bilmektedir. Lakin en ummadığı şey gerçek olmuştur. Dünyanın en güzel çiçeği en büyük çöplükte karşısına çıkmıştır. Yavuz Ağanın kızı Nergis, görür görmez Destan’a vurulmuştur. Destan nasıl doğruları için kararlılıkla savaşıyorsa, Nergis de onun yüreğindeki buzları çözmek için durmaksızın savaşacaktır. Bir yangının ortasında filizlenen bu aşkı yeşertmek bile uğruna savaşılması gereken bir mücadeledir şimdi.
 
Destan’ın savaşı sadece fiziki bir savaş değildir. O ailesini bir arada tutmak, insanca yaşatmak ve doğru bildiği değerleri yaşatmak için savaşmak zorundadır. Dağılan ailesini bir araya topladığında ise karşısında artık daha acımasız bir zorbalık bulacaktır. Destan düzeni için savaşmaktadır lakin Yavuz ağa canı saydığı mallarını korumak için savaşan yaralı bir aslandır artık. İyi ile kötünün bu mutlak savaşında net  olmayan, arada kalan herkes ve her şey kurban olmaya mahkumdur şimdi.
 
 

Son Güncelleme: 12 Nisan 2018 11:12

Nostalji Kuşağı "Çalıkuşu"

Aşkına rağmen gururu için evinden ayrılıp Anadolu’da öğretmenlik yapan genç bir kadının yaşamını anlatan dizide ayrıca dönemin toplumsal koşulları değerlendiriliyor. Küçük yaşlarda anne ve babasını yitirdikten sonra teyzesinin yanında kalan Feride yatılı olarak bir Fransız okuluna verilir. Davranışları yüzünden çevresindekiler tarafından “Çalıkuşu” olarak anılan Feride, gittikçe serpilip güzelleşir. Teyzesinin oğlu Kamuran aşık olup, nişanlanan Feride, onun Münevver adlı bir kızla ilişkisi olduğunu öğrenince evden kaçar. Yaşlı süt annesinin yanına sığınan genç kız başvurusu sonucu ögretmen olur. Aşırı ve gösterişli güzelliği başına dertler açan Feride, sık sık tayini cıkıp yer değiştirmektedir. Son tayinlerinden birinde, yaşlı bir bekar olan Hayrullah Bey’le tanışır .
Sevimli bir kişiliğe sahip Hayrullah bey, Feride’yi kızı gibi sevmesine karşın, bazı söylentiler nedeniyle güç durumda kalırlar ve çevrelerindeki dedikoduları önlemek amacıyla evlenirler. Gerçekte ilişkileri bir baba-kız beraberliğinin ötesine geçmez. Bir gün Hayrullah Bey, Feride’nin tuttuğu günlükleri ele geçirince onun Kamuran’ı hala sevdiğini öğrenir ve onları kavuşturmaya çalışır.

Oyuncular Aydan Şener
Kenan Kalav
Sadri Alışık
Mine Çayıroğlu
Eşref Kolçak
Hayati Hamzaoğlu
Kaya Akarsu
Tomris Oğuzalp
Savaş Başar
Seray Gözler
Tilbe Saran
Cengiz Sezici
Sümer Tilmaç
Yalçın Avşar
Ali Şen
Mübeccel Vardar

Son Güncelleme: 07 Şubat 2018 12:57

Küçük Hanımefendi

Muazzez Tahsin Berkand'ın aynı adlı eserinden...

Babasının ölümünden sonra hasta olduğuna inandırılarak kapatıldığı odada yıllarca yaşamış Neriman… Zenginliğine, dünyaya, hayata küstürülmüş. Şimdi sadece Neriman değil, hayalleri de büyüyor.  Kozasında, çocukluktan genç kızlığa geçmeye hazırlanan bir tırtıl gibi… 
Onu güzel bir kelebek hâline getirecek kahramanını bekliyor. Ömer’i…Çocukluk aşkı Ömer, onu bu boğucu hayattan kurtarabilecek mi? Neriman’ın hayallerindeki gibi, ona âşık olup evlenecek mi?  
Aslında Ömer, gönüllü değil, zorunlu bir kahraman. Ailesinin yaşadığı ekonomik darboğaz, aileden zengin Neriman’a yönlendiriyor onu. Onun gönlünde ise sadece eski karısı, kızının annesi Nüveyre var hâlâ. Yani Ömer’in kalbinde derin bir kuyu…Neriman bu kuyuyu nasıl dolduracak? Odada geçirdiği yıllar içinde Neriman’ın bedeni büyüdü ama ruhu hâlâ çocuk…Masum, bir çocuk kadar insanlara güvenmeye hazır. Âşık olduğu adamın kendisiyle parası için evlenmek isteyebileceğine asla inanmıyor.  Kendisine âşık  olduğunu sandığı kocasının kollarında mutluluğa kanat açacağından emin. Gerçekten de öyle mi? Yoksa bir zulümhaneden ötekine mi, bu zavallı kızın yolculuğu?  

Neriman çevresini saran yalanların üzerindeki tülü kaldırdıkça büyüyecek. Aşkın olgun bir meyve gibi kucağına düşmeyeceğini, aşkı için savaşması gerektiğini anladıkça çıkacak çocukluktan. Bu süreçte “çirkin ördek yavrusu” görkemli bir kuğuya dönüşmeyi başarabilecek mi? Zavallı, aciz bir kızdan, “Küçük Hanımefendi”ye varan serüven nasıl olacak? Neriman’ın masalı başlıyor… 

Küçük Hanımefendi, TRT AVAZ'da...

Son Güncelleme: 04 Ocak 2018 15:42

Haberler