Arama Sonuçları

Programlar

Arı Orkideleri

Bir aşk hikayesi…

Bir bitki ile bir hayvanın, orkide ile arının aşkı…

"Arı Orkideleri” belgeseli, Ege ve Batı Akdeniz bölgesinde yayılış gösteren 5 endemik arı orkidesinin yaşam döngüsünü anlatıyor. Nesli tükenme tehlikesi altındaki orkidelerin üreme biyolojileri ve soylarının devamını sağlamak için geliştirdikleri mucizevi yöntemler izleyiciye aktarılıyor. Bu çerçevede, çiçeklerini dişi arıya benzeten orkidelerin, arıları nasıl baştan çıkardıkları gözler önüne seriliyor. Ülkemizdeki endemik bir orkide türü ile bir arı arasında gerçekleşen “yalancı çiftleşme” ilk kez görüntülendi. Belgeselde, orkidelerle birlikte ülkemizin zengin biyolojik çeşitliliğini oluşturan kardelen, çiğdem, lale, ters lale, sümbül, nergis, süsen gibi soğanlı ve yumrulu bitkilere de yer verildi. Salep elde etmek için doğadan söküm, bilinçsiz hayvan otlatma, arazilerin tarımsal amaçlı kullanımı, artan turistik yapılaşma gibi pekçok nedenle orkideler ve orkidelerin yaşam alanları yok oluyor. Bu yüzden belgesel çekimlerinin önemli bir bölümü orkideler için “son sığınaklar” olan köy mezarlıklarında gerçekleştirildi.
Çekimleri İzmir, Muğla, Antalya ve Konya illerindeki 30’a yakın yörede yapıldı ve 2 yılda tamamlandı. Ege Üniversitesi Botanik Bahçesinde oluşturulan özel bir stüdyoda orkideler ve diğer çiçekler Time Lapse tekniği ile görüntülendi. Çekimlerde; havadan, yakın plan, yüksek hız, timelapse ve uzun süreli timelapse gibi pek çok teknikten yararlanıldı ve 9 farklı kamera kullanıldı. Belgeselde kullanılan seslerin ve efektlerin tamamı çekim mekanlarında kaydedildi.

Arı Orkideleri belgeselinin kurgusu 4 ayda tamamlandı, 56 dakikalık özel bir bölüm ve  26’şar dakikadan oluşan 3 bölüm şeklinde, 2 farklı versiyonla izleyicilerin beğenisine sunuldu.

Son Güncelleme: 15 Ocak 2018 14:31

Mevlana

“Ne düşünürsen savaşa dair, ben ondan uzağım, çok çok uzaklardayım. Ne düşünürsen aşka dair, ben işte oyum, yalnızca oyum, tümden oyum ben.” Mevlana TRT’den, Mevlana’nın 800. doğum yılı kutlamaları kapsamında özel bir belgesel… “Mevlana Celaleddin Rumi”… Mevlana gibi büyük bir düşünürün, onun zaman ve mekan ötesi güçlü mesajının peşinde herkesi şiirselliğin ağır bastığı görsel bir şölene davet eden yapım; aynı zamanda bu mesajın günümüz insanındaki karşılığını da ihmal etmiyor. İster “Rumi” ister “Balhi” ister “Mevlana” olarak anılsın değişen isimlerin değişen dillerin arkasında hep “O” vardı. Bu belgesel; batıda, doğuda ve onu Mevlana yapan Anadolu’da, Mevlana’nın izlerini aramanın ve ulaşılan farklı bakışların ışığında O’nu yeniden keşfetmenin hikayesi... Bilindiği gibi, Mevlana Amerika’da kitapları en çok satan şair olarak tanınıyor ve hakkında hemen hemen her dilde sayılamayacak kadar çok yayın var. Bu büyük düşünürün farklı coğrafyalarda neden bu kadar çok okunduğu ve sevildiği sorusu her zaman kafaları kurcalamıştır. Bu soru, belgeselin ana fikrini oluşturuyor ve belgesel, Mevlana’nın günümüz insanı için ne ifade ettiğini araştırıyor. “Farklı dil, din ve ırktan insanları bir noktada buluşturan nedir?”, “Bu aşk felsefesi günümüz modern insanında hangi ihtiyaca karşılık geliyor?” gibi soruların peşine düşen yapım ekibi, Mevlana’yı Mevlana yapan Anadolu topraklarından başlayarak Afganistan, İsviçre, Hollanda, Almanya gibi ülkelerdeki mevlevilerle, uzman ve araştırmacılarla konuşarak yanıt aradı. Bu görüşmelerde, onlardan hayata dair anlam arayışlarının sebepleri ve Mevlana’da buldukları cevaplar üzerine etkileyici hikayeler ortaya çıktı. İkinci etap olarak gidilen Afganistan’da, Mevlana’nın doğduğu Belh şehrinde çekimler yapıldı. Mesnevi oralarda “Farsça Kur’an” olarak anılıyor ve mevlide benzer şekilde, Mesnevi okuma/okutma geleneği var. Projenin yurt içi çekimleri, ömrünün üçte ikisini geçirdiği Konya’da ve ayrıca İstanbul’da gerçekleştirildi. Projenin danışmanlığı ise, Mevlana’nın 22. kuşak torunu olan Faruk Hemdem Çelebi ile Selçuk Ünv. Mevlana Araştırmaları Merkezi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nuri Şimşekler’e ait.

Son Güncelleme: 28 Nisan 2017 03:50

Haberler